Gönderi

Veda Busesi
“Veda Busesi” her ne kadar iki insan arasında yaşanan bir aşktan esinlenilmiş gibi algılansa da aslı çok farklı çok hüzünlü bir yaşanmışlığı anlatıyor. Veda Busesi adlı şiir Orhan Seyfi Orhon'un kanserden ölen kızına yazdığı unutulmaz bir eserdir. Bu ünlü şiirin hikayesi şöyle anlatılmaktadır; Babası kızının kapısını açarken biraz duraksadı. Sessizce kapının kolunu aşağı indirdi, kızının bugün daha iyi olması için dua etti. Gün boyunca kızına doyasıya sarılmayı düşünüyordu . O yüzden bütün işlerini iptal etmiş, akşama kadar onun yanında oturmayı planlamıştı. Uyuyup uyumadığını kontrol etmek için usulca yatağın üstüne eğildi. Kızı perişan halde görünüyordu. Gözleri hemen yaşaran baba, kızının bu halini görmesini istemediği için usulca eğildi ve dudaklarını kızının alnına koydu. Öpmedi çünkü öpmek çok kısa bir andı. O bu ânın hiç bitmesini istemiyordu .Ilk kızını da daha bebekken yüksek havale nedeniyle kaybetmişti.Öylece durdu ve derin derin nefes alarak kızının kokusunu içine çekti.Sonra kızı uyandi ve eliyle babasının kolunu tuttu… Ancak baba kızının alnında öylece durdu. Biraz daha dursaydı gözyaşları kızının yüzüne damlayacaktı, ağladığı anlaşılacaktı. Yatağın yanındaki sandalyeye otururken kızının elini alıp yanağına koydu, yavrusunun elleri alev alev yanıyordu.Belli ki tüm geceyi babasını uyandırmadan ateşler içinde yatakta kıvranarak geçirmişti. Kız o kadar bitkin düşmüştü ki çok kısık bir sesle, "Baba dün gece annemi rüyamda gördüm"diyebildi.Babası ses çıkarmadan bir iç çekti ve gözlerini yerden kaldırmadı. Kızı devam etti "Ilk kez bu kadar çok güldüğünü gördüm annemin, gel sana bir sarılayım yavrum diyordu.Orhan Seyfi nin bu dakikadan sonra iç ağlayışı hıçkırıklara döndü, eşini de bir yıl önce kızı henüz yeni hastalandığında kaybetmişti. Kız güçlükle konuşmaya devam etti. Annemin öldüğü günü hatırlıyorum, günlerce ağlamıştın baba. Şu son anlarımda senden bir şey istiyorum. Ben öldükten sonra ağlamayacaksın, gözünden bir damla yaş bile düşmeyecek, anlaştık mı?" dedi. Baba imkansızı isteyen kızına baktı, ağlamaklı halini bastırarak başını hafifçe salladı. Kızı çok zor nefes alıyordu. Birkaç saniye içinde nefes alışverişleri kesildi, başı yana düştü. Hıçkırıklar içinde kızını kucağına aldı. Kızının cansız bedeni hala ateşler içindeydi. Buna rağmen kızı üşümesin diye battaniyeyle sardı bahçeye çıkardı. Kızını sandalyeye oturtup, yere çöktü, başını kızının kucağına koydu, hıçkırıklarla ağlamaya başladı.Başini kaldirip kızının o güzel yüzüne son bir kez baktı. İşte o an dilinden bu ölümsüz mısralar döküldü… VEDA Hani o bırakıp giderken seni Bu öksüz tavrını takmayacaktın? Alnına koyarken veda buseni Yüzüne bu türlü bakmayacaktın. Hani ey gözlerim bu son vedada, Yolunu kaybeden yolcunun dağda Birini çağırmak için imdada Yaktığı ateşi yakmayacaktın? Gelse de en acı sözler dilime Uçacak sanırdım birkaç kelime... Bir alev halinde düştün elime Hani ey gözyaşım akmayacaktın?
Orhan Seyfi Orhon
Orhan Seyfi Orhon
··
46 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.