Gönderi
Kitabı tartışma tarzında ve konuşma dilinde yazmış. Konuşma dili ile yazması hoşuma gitmedi. Ama okumak gayet basit. 400 sayfa rahat gidiyor. Sanki sosyal medya da bir yorum okuyormuş gibi hissediyorsunuz. Kitaptan beklentilerim vardı, beni hayal kırıklığına uğrattı. Kitap kötü değil; roxane kendi ülkesinde kadınların, siyahilerin hukuksal,toplumsal, her türlü sosyal medya alanında nasıl temsil edildiğinden bahsetmiş. Konudan konuya atlamış. Bazen kitaba tutunmakta zorlandım, sıkıldım. Ama bazı sorunlar ulusal değil uluslararası sonuçta. Diziler ve filmler konusunda incelemeler yapmış. Kendi hayatından bahsetmiş. Sadece kitabın ilk ve son sayfalarında kendine neden 'kötü feminist' dediğini açıklamış. Son kısmı özellikle çok beğendim. Okurken hissettim. Sürekli bir şeylere taraf olmak, bir etiketle yaftalanmak hem yorucu hem insanlar arasında ayrılık yapan bir konu. Çelişkilerle dolu olduğu için kendini tam anlamıyla feminist görmüyor bu yüzden kendine kötü feminist diyor işte burada aslında yazdıkları ile çelişiyor; feministliğin bazı kalıp davranışlarını yapmadığı için değil aslında. Son bölümdeki yazdıklarına gelirsek...Radikal feministlik ile belli bir kalıba kendini koyan bir kadın zorlanır ve amacını unutur bence. Feminist olmak için şunu,bunu yapmalısın tarzı şartlar insanı belli bir kalıba soktuğu için kendi grubundan olmayan herkese veya şartları getirmeyen herkese karşı zıt olmaya başlar ve belki öfkelenir. Bir durum başka durumlara yol açar ve bu böyle gider. Dediği gibi kadınlara iyi ve her alanda eşit davranılması lazım. Aşağılanmamaları lazım. Değişik toplumsal normlarla yüklenen yükleri sadece kadınların taşımaması lazım. Çalışıyor diye güçlü, çalışmıyor diye zayıf, evli ve çocuklu olduğu diye veya bazı feministler gibi tüylerini almadı diye belli kalıpları yerine getirmeyen kişileri-kadınları feministlikten aforoz eden durumlara girilmemeli. Bir insanın evli ya da bekar olması kadınları savunamayacağı, kadınların her alanda iyi olmasını istemeyeceği, kadınlar için çalışmayacağı anlamına gelmez. Demek istediğim içeridekiler yani feministler bu işi belli kalıba sokmaktan vazgeçmeli ve karşı taraftakiler de feministleri düşman olarak görmeyi bırakmalı ve dinlemeli. Sonuçta yüzyıllarca baskı altında yaşayan kendileri değil. İletişim çok önemli. Umarım bu konuda herkes kendini bilinçlendirmeye ve olumlu iletişimler kurarak geliştirmeye devam eder. Adios.
·
437 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.