İstanbul sözleşmesinin diri tutulması ve bazı yaptırımların daha da sertleştirilmesi taraftarıyım. Yazdıklarınıza katılıyorum.
Lâkin üzülerek belirtmeliyim ki, bu ülkede genel bir şiddet sorunu var. Trafikte şiddet, insana şiddet, hayvana şiddet, doğaya şiddet... Şiddet genel itibariyle hâkim bu coğrafyanın insanına. Herkes birbirine karşı o kadar tahammülsüz ve sevgisiz ki, kimse kimseye gülümsemiyor, empati göstermiyor, anlayış ve tolerans göstermiyor. Sorunları konuşmak yerine, kavgayla ve seslerini yükselterek çözme derdinde. Egolarımız o kadar tavana vurmuş ve kibir öyle had safhada ki, birinin farklı bir görüşte olması dahi, bizleri çıldırtmakta ve bu karşı görüşlere bırakın saygı duymayı, onları dinlemeye tahammül dahi edemiyoruz. Bu sorunu, böylesine entelektüel seviyesi yüksek olan bu sayfada dahi görmek mümkün. Herkes kendi inanç, değer ve görüşlerinin doğru olduğunu iddia edip, karşı görüşe sahip insanların değerlerine bir an dahi saygı duymamakta, hakaret ederek onları alt edebileceklerini düşünmekteler. Ve bunu yapan insanlar, ne yazık ki kendilerini aydın ve entelektüel sınıfta görmekteler.
Evet, bu ülkenin genel bir sorunudur şiddet. Ve şiddetin her türlüsünü karşımıza alıp, daha insancıl, daha medeni ve aydın bir anlayış ve empati ile alt etmeliyiz. Burada devlete ve adaletin kollarına büyük bir iş düşmekle beraber, en büyük aydınlanma da eğitim ile sağlanmalıdır.
Belki de bunun altında yatan en büyük neden, sevgisizliktir. Sevgiden ve saygıdan uzak bir birey, toplumun hastalıklı hücreleri haline gelir ve sonunda işlemeyen bir sisteme neden olur.
Umarım İstanbul Sözleşmesine sadık kalınarak, daha yapıcı ve caydırıcı maddeler de eklenerek, en büyük değer olan insan hayatının koruması sağlanır.