Gönderi

Kul, kendisinin sebep olmadığı bir kusurdan dolayı ayıplanmaz. Kulun yapması gereken; emredilen şeylerde aşırıya gitmemesi, yasak olan şeylerde ısrarcı olmaması, mendup olan şeylerde de ihmalkârlık göstermemesidir. Eğer şartlar onu zorlayıp da bu sayılanlardan birini yapacak olursa(mesela haram olan bir şeyi yaparsa) hemen tevbe, istiğfar ve iltica ile mevlasına yönelmesi gerekir. Eğer bunlar(yapılmaması gerekenler) kendisi kaynaklı olursa nef­sini kınar ve onu kötüler. Kendisi kaynaklı olmazsa onda kendisinin bir katkısı olmadığından nefsini kınayıp kötülemesine gerek yoktur. Burada delil olarak Hz. Ali ve Hz. Fatımaya (r.anhüma) sorulan bir soru hakkındaki şu hadisi getirebiliriz. Bir vakit Hz. Peygamber (s.a.v.) Hz. Ali ve Hz. Fatıma (r.anhüma) ya gece namaz kılmamalarının sebebini sordu. Hz. Ali de ona cevaben “Allah ruhumuzu kabzetti.” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v.) ”İnsan ne kadar da cedelci”(Kehf,54) diyerek geçip gitti.(Buhari,1075..) Sahabe-i kiram vadi gecesinde uyuyakalmışlardı ve güneş üzerlerine doğmuştu. Hz. Peygam­ber (s.a.v.) ”Allah ruhlarımızı kabzetti.”(Muvatta,26) Buyurdu. Bu işin aslı şöyledir. Hz. Ali ile Hz. Fatıma (r.anhüma) -İbn Cem- re’nin de işaret ettiği gibi- cenabete sebep oldukları (cünüp oldukları) için kalkamamışlardır. Kendilerine kalkamamalarının sebebi sorulduğu için -her ne kadar gerçek cedel de olsa- özür beyan ederek cevap vermişlerdir. Vadide uyuyup kalan sahabe-i kiram ise herhangi bir şeye sebebi­yet vermemiştir. Bilakis onlar kendilerini gözetleme işini yapacak birini (bekçiyi) vekil tayin etmişlerdir. Anla gayri…
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.