Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

400 syf.
10/10 puan verdi
·
26 günde okudu
Prenses İzmir'in Koynunda, Uzanmış Bir Şehit Yatıyor
15 Mayıs sabahı... İzmir... Victor Hugo'nın şiirinde bahsettiği gibi Prenses İzmir... Ne o, gözlerin yaşlı gibi? Yüzün ise solmuş gibi. Oysa tül tül elbisen gibi bembeyazdı her zaman o güzeller güzeli yüzün. Kokusunu mu aldın sen de Hasan Tahsin gibi yoksa? Vatanın gözbebeği, ufka doğru uzanan deryasında kara bir şeyler mi gördün? Düşman geliyordu, simsiyah. Her koldan, her ülkenin bayrağıyla. Önde emellerine alet ettikleri Yunanlar, sağında Amerika, solunda İngiliz, arkalarında Fransız, İtalyan. Namusuna göz dikmişlerdi, vatanın gözbebeği İzmir'ine. Sahiller, rıhtımlar onları bekleyen Rumlarla, ecnebilerle doluydu. Hani şu 600 yıldır yüreğimizde beslediğimiz Rumlar, Ermeniler. Yalnız unuttukları bir şey vardı, hesaba katmadıkları bir şey: Göğsündeki sönmeyen vatan aşkıyla, yüreğindeki pırlanta gibi hürriyet sevdasıyla Hasan Tahsin! Çıktılar karaya, korkunç çığlıklarıyla ''Zito Venizelos'' diye haykırdılar birdenbire. Yürüyordu düşman, İzmir'in mahremine. Kirletiyordu pis ayaklarıyla güzelim kaldırımları. Dur! diyecek bir vatan evladı yok muydu buna? Sonra bir ses geldi aniden, simsiyah bir şeydi. Kendi siyah, silahı siyah, kini siyah... Hasan Tahsin'di bu, başkası olamazdı zaten. Aylarca sokaklarda, evde, orada, burada seslenmemiş miydi: ''Allahım! Vatanım için şehit olmayı bana da nasip edecek mi?'' diye. Duası kabul olacaktı, büyük fedainin. Aniden çıkardı revolverini o koca yürek. Son kurşununa kadar bastı düşmanın üstüne. Devirdi üçünü birden. Düşman kirletememişti artık İzmir'i. Ve Hasan Tahsin'in duası kabul oldu. Büyük aşkı vatanı için şehit oldu. Onlarca mermi ve süngüyle şehit edildi, mübarek naaşı kargaşadan dolayı 3 gün sahilde kaldı, aktı tertemiz kutsal kanı İzmir'in o güzel sularına ama kirlenmedi İzmir... Yaşar Aksoy'un kaleme almış olduğu bu müthiş eser bizleri tarihin, tam o Yunanlılara atılan ilk kurşunun sahnesine götürüyor. Osman Nevres Receb'in Yunanlıları kurşunladığı yere. Bu eseri okuyup da etkilenmemek elde değil. Tanıklar birinci ağızdan, sözler en derinden, yürekten. Hani deniliyordu ya, Yürekler Selanik diye. Tam da öyleydi işte. Yürekler Selanikti. Bir aşkı vardı büyük fedainin: Vedia. Kavuşamadığı, beni bekleme, vatan çağırıyor deyip seslendiği Vedia. O Selanik türküsü de bu yiğitler için yazıldı zaten. Bir fırtına tuttu bizi deryaya kardı O bizim kavuşmalarımız, a yarim mahşere kaldı Kavuştu Tahsin, Selanik'e de, Vedia'sına da. Titizlikle ele alınmış bu eser dediğim gibi Hasan Tahsin'in sınıf arkadaşı Kudret Sandalcı, en yakın arkadaşı Mazlum Boysan ve olayın olduğu yerde gümrük memuru Fadıl Dokuzeylül'ün canlı tanıklıklarına dayanarak hatta Yunan ve Türk askeri harp kaynaklarında ve nihayet GenelKurmay arşivindeki resmi bilgiler ışığında hazırlanmıştır. Günümüzdeki kendini bilmezlere en büyük cevabı Hasan Tahsin zamanında vermiştir zaten. Kendisi Teşkilatı Mahsusa üyesi iken İngiliz ajanlar Buxton kardeşlere yaptığı suikast onun ne kadar cesaretli biri olduğunu gösteriyor zaten. İşgalden bir önceki Maşatlık Tepesi'nde yaptığı hitabet, işgal öncesi ateşli gazete yazıları onun ne kadar vatanperver olduğunu da göstermiştir. O orada düşmana dur derken İstanbul'daki saray erkanı da halka İtilaf Devletleri'ne engel çıkarmayın demiştir. Deseydi zaten yüzlerce düşman gemisini asla sokmazdı İzmir'in sahiline. Açtı kendini, bir bayrak gibi işte Ölümün üzerinde Hasan Tahsin... Bu silah başka silah Bu ölüm başka ölüm Gücünüz varsa sizin Ölümü tutuklayın. O gün düşmana karşı göğsünü geren ve şehit olan başta Hasan Tahsin olmak üzere ve süngülenip acımasızca öldürülen Süleyman Fethi Bey ve diğer onlarca askerin ruhu şâd olsun... Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e sonsuz saygı ve minnetle...
Hasan Tahsin Yürekler Selanik
Hasan Tahsin Yürekler SelanikYaşar Aksoy · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201928 okunma
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.