Gönderi

Allah o köpükten yeryüzünü yaratılışı bakımından dairesel, uzunluğu ve genişligi itibarıyla ise silindir şeklinde inşa etti. Ardından, par çalanma esnasında yerin sürtünme ateşinden dumanı yarattı. O duman da yüce gökleri açtı", onu nurların mahalli ve Yüce Topluluğun konak lama yeri yaptı. Bu mahal, aydınlık cisimlerinin süslediği yıldızlarıyla yeri süsleyen bitkilerin çiçeklerinin karşısında bulundu. Allah Adem ve oğulları için teşbihten münezzeh zatinı ve iki elini ayırdı. Böylelikle Adem'in bedeninin yaratılışını gerçekleştirdi, onu iki şekilde düzenledi: Ömrünün bitimi ve ebediligi kabul (özelligi). Bu varlığın bulunduğu yeri ise varlık küresinin noktası yaptı. Onun varliğını gizleyerek, ardından 'Gördüğünüz bir direk ile" ifadesiyle kullarının dikkatini ona çekti. Binaenaleyh insan berzah göçtüğünde -ki orası hayat diyarıdır- gök kubbe çöker, paralanır ve yağ gibi akan bir ateş alevinc döner. Görelileri bilen kimse zikrettiğimiz işaretleri anlar ve kesin olarak şunu öğrenir: Çocugu olmaksızın bir insan baba olamayacağı gibi kub be de direksiz ayakta duramaz. O halde direk, tutan sebep'tir. O sebe bin insan olduğunu kabul etmek istemezsen, onu cl-Malik'in kudreti de sayabilirsin. Böylelikle, göğü ayakta tutan bir tutan'ın bulunmasının şart oldu gu ortaya çıkmıştır. Gök bir mülktür ve ona sahip olacak bir malik (sa hip) bulunmalıdır. Bir şeyin tutulma sebebi onu tutan demektir. Bir kimse için bir şey var olmuşsa o sebep, var olan o şeyin sahibidir. Kudret varlık ve yokluk arasında kendilerini tuttuğunda -ki bu hal inşa (var etme, yaratma) halidir- mutluların hakikatleri, anlaşma ve hi dayet gözüyle neticenin güzelligini, bedbahtların hakikatleri ise itaatsiz lik ve taşkınlık gözüyle neticenin kötülügünü gördügünde, mutlular varlığa koşmuş, bedbahtlardan ise direnç ve olduğu yere çakılma hali ortaya çıkmıştır. Bu nedenle Tanrı, bu koşmaya dikkat çekip mutluların halini bildirerek şöyle buyurmuş: "Onlar hayırlara koşanlardır, onlar iyilige koşanlardır. Bedbahtlardan söz ederken de, onların geri dönüşlerine işaret ederek, şöyle demiştir: "Onlara, oturanlarla beraber oturun denildi. Bu esintilerin bedenler üzerindeki rüzgârları olmasaydı, bu álemde taşkınlık veya doğru yolda yürüyen herhangi bir kimse ortaya çıkmazdı.
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.