Gönderi

471 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Beraber Tiksinelim Bu Dünyadan Papini
Papini ile bu kadar geç tanışmış olmama lanetler ediyorum; zira kendisi ile inanılmaz derecede benzer dünya görüşlerine sahipmişiz. Keşke yaşasaydı, daha çok yaşasaydı ve bugünleri görüp birlikte bir şeyler tiksinmenin keyfine varabilseydik. İtiraf ediyorum, utanarak itiraf ediyorum ki, kitabın kapağı ilgimi çekti diye hakkında bilgi toplamaya, arkasını, girişini okuyup almaya karar verdim (En azından kapağını görür görmez, körü körüne almadım ya?). Bir portre çiziminin flulaştırılmış hali vardı kapakta ve bu fikir inanılmaz hoştu. Önceki basımlarından birinde de bu kapağın kullanıldığını görünce bunun bir nevi gelenekselleşmiş bir seçim olduğunu anladım ve daha da hoşuma gitti (bkz.: static.nadirkitap.com/fotograf/970521...). İyi ki de kapağı cezbetmiş ve okumuşum diyorum. Gog, aslında 2 kitabın birleşiminden oluşuyor. İlki 1931 yılında yazılmış, Papini 20 yıl kadar sonra da ikincisini "Kara Kitap" ismiyle yayımlamış; ancak İş Bankası'nın bu iki kitabı "Gog" başlığında toplayıp birlikte basması bence gayet uygun bir fikir olmuş. Çünkü konsept olarak birbirinden farklı iki kitap değiller, ana kahraman aynı, ilerleyiş aynı. Tek değişen şey, 20 yıl geçmesi. Gog, asıl adı Goggins olan Amerikalı bir milyaderdir. Fazlasıyla zengin olan bu adam, insanlardan tiksinen ve parasıyla huzur bulmaya çalışan bir kimsedir. Parasıyla hava atma gibi bir amacı yoktur. Entelektüel değildir ama bunun farkındadır, öyle görünmeye de çalışmaz. O, sadece yeni insanları tanımayı seven, sürekli gezen bir adamdır. Doğa tutkunudur fakat sanıyorum ki doğa ve gezme tutkunluğu dışında hiçbir olumlu duyguya sahip değildir. Bu iki kitapta kendi günlüklerinden anılarını okuyoruz aslında. İlk kitap Birinci Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında geçerken, ikincisi de İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen önce geçiyor (Gog, bu savaşın çıkacağını önceden bilmiş ve metinlerinde bunu yazmış). Gog'un tanıştığı bir sürü ünlü isim var: Einstein, Hitler, H.G.Wells, Gandhi ve daha niceleri ile oturup sohbet etme imkanına erişiyor. Sadece ünlü isimlerle değil, farklı coğrafyanın yerel insanlarıyla, kendisini büyücü, iyileştirici, devrimci ilan eden insanlarla da sohbet ediyor (ve hemen hemen hepsinden tiksiniyor). Genel olarak Gog'un kendi fikirlerinden öte gözlemleri ve insanların kendisine söylediklerini okuyoruz. Keşke daha çok Gog'u tanıyabilseydim demiştim kitabı bitirdiğimde, çünkü gerçekten ilk kitapta nispeten biraz daha iç konuşmalarını okusak da ikinci kitapta Gog neredeyse hiç yok. Gog'un hoş tarafı, kara mizahla harmanlanmış olan üslubu. Hem insanlardan tiksiniyor, hem de yine de onlara bir şans verip onları dinliyor. Dinledikten sonra beş para etmediğini düşününce günlüğüne "Bu adamı dinlediğim vakte üzüldüm, kendisini başımdan savmak için şu kadar para verdim ve hızla oradan ayrıldım." gibi cümleler yazıyor. Okurken de tebessüm ediyorsunuz haliyle. Gog gerçekten zeki bir adam, parasını kendi izolasyonu için harcayan ve gösterişe yönelik hareketlerde bulunmayan bir adam. O kadar param olsaydı, sanırım tam olarak o şekilde harcamalar yapardım. Sıkılınca kendi ülkesini kuruyor, farklı din alimlerini çağırıp kendisini ikna etmelerini sağlamaya çalışıyor (evet, Gog bir dine mensup değil ve bundan muzdarip) ve ada satın alıp bir süre orada yaşıyor. Gog, aslında fikren yazılabilitesi basit olmasına rağmen "Vay be, keşke bunu ben yazsaydım" dedirten bir kitap. Özgün yani. Biraz biraz Pessoa'nın "Huzursuzluğun Kitabı"nı andırdı bana (ki hayatımda okuduğum en harika kitaptır, lütfen ona da bakın.) fakat Pessoa başkalarıyla konuşmuyordu, Gog konuşuyor, aslında konuşmuyor da, sadece dinliyor. Dediğim gibi, Gog'un dünyasını da tanımak isterdim daha çok. Bunun dışında bir sürü kısa metinden oluşuyor kitap, yani tam metroyla veya otobüsle giderken, yolunuz kısaysa tadımlık okumalar yapabileceğiniz bir kitap. Ama sorun şurada başlıyor: Metinlerin aralarında hiçbir bağı yok. Belki iyidir, belki kötü, bilemiyorum. Ben bir nebze bağın olmasını dilerdim şahsen. Bir diğer eleştireceğim nokta, kitabın kurgusu olmayınca başı, ortası ve sonunun hiçbir farkının olmaması. Dediğim gibi, günlük okuyorsunuz sadece. Beklentinizi buna göre ayarlayın. Çokça alıntısını paylaştığım bir kitap oldu Gog. İyi ki tanıdım Mr.Gog'u da, Papini'yi de. Görüşlerimiz fazlasıyla benzediği için çok sevdim. Zihni yormayan bir okunmaya sahip aynı zamanda, bu yüzden mutlaka tavsiye ediyorum.
Gog
GogGiovanni Papini · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,062 okunma
·
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.