Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Kitabın başlığını görünce insan “a tamam alışık olduğumuz bir konu, kapitalizm ve onun ‘daha çok çalış, daha çok tüket’ diye köleleştirdiği insan anlatılıyor neticede tüketim kültüründen bahsediliyor” düşüncesine kapılıyor. Halbuki kültür kelimesinin bile literatürde 154 tane farklı tanımı varken “tüketim kültürünü” açıklamak haliyle kolay değil. Kültür teknolojidir, teknoloji siyasettir, siyaset de kültür. Her biri hem kendisidir, hem de bir diğeridir. Tüketim ise, doğumumuzdan ölümümüze kadar süren bir eylemdir. Yaşamak için çoğu zaman kaçınılmaz olan bu eylemi yerine getirirken mutluluğu ve rahatlığı elde ettiğimiz kanısını taşırız. Aynı zamanda tüketim, kim ve ne olduğumuzu dışarıya yansıtan bir ayna görevi görür. Tüketim kültürünün, kapitalist kültürde varolabileceği söylenebilir. Ne eski sosyalist ülkelerde ne de radikal İslam ülkelerinde varolamaz. Kapitalizm ile gelen farklı tüketim şekillerine yer verilen bu kitapta tarihi süreç içerisinde insanların eylemlerinin tüketim ilişkilerine ve şekillerine nasıl yön verdiği açıklanıyor. Kitapta kapitalizm ile şekillenen tüketim şekillerinin yanı sıra ülkemizdeki tüketim şeklindeki değişikliklerine de yer verilmiştir. Ülkemizde tüketim kültürünün ilk belirtilerini görmeye başladığımız ve “Küçük Amerika” olma vadiyle belirginleşen 1950’li yıllar döneminden sonra 1960’ların ikinci yarısında başlayan ve daha önceki dönemde altyapısı kurulmaya çalışılıp artık günlük yaşantımızda daha açık biçimde gözlemlediğimiz dönem; “Borç Yiğidin Kamçısıdır” sözü ile simgeleşmiştir. 1950’li yılların sonlarında başlayan ve 1960’larda yaygınlaşan ve sunduğu ürünler ile gittikçe zenginleşen “Amerika Pazarı” bu döneme büyük katkılarda bulunmuştur. Tüketim kültürünün ülkemizde artık erginleştiği dönem ise, 1980’lerde başlayan dönemdir ve “ Çağ Atlayan Türkiye” olarak simgeleşmiştir. Bu dönemde Malboro artık kaçak satılmamaktadır ve Türkiye istenilen, bilinen markalı, markasız tüketim ürünlerinin bulunduğu bir ülkedir. Endüstrileşme ile ortaya çıkan yeni yaşam biçimi, dünya mallarına önem vermeyi, başarı ve ödülü de bununla ölçmeyi zorunlu kıldı. Prof. Dr. Yavuz Odabaşı bu kitabında, gerek birey gerekse toplum olarak tüketici davranışlarımızı ele alıyor. Bizi tüketmeye ve tüketim kültürüne bağımlı kalmaya yönelten etkenleri sorguluyor. Kitabın üslubu da ekonomi türünde yazılmış bir eser olmasına rağmen gayet akıcı ve açıktı. Yani olabildiğince yalın anlatılmış üstelik her ne kadar ekonomi türünde verilmiş bir eser olarak gözükse de sosyolojik bir kitap olduğunu düşünüyorum çünkü kitapta daha çok tüketim kültürünün beraberinde getirdiği farklı tüketim şekillerine ve insanların davranışlarındaki farklı ya da bizce anlamsız gelen tüketim şekilleri açıklanmaya ve anlamlandırılmaya çalışılmış. Birde kitabın ilk basımı 1999 yılında çıktığı için günlük hayattan verilen Mehmet Ali Erbil gibi örnekleri garipsemeniz normal olacaktır:d ancak o dönemleri ve kapitalizmin Türkiye’deki yansımasını görmek açısından oldukça fonksiyonel bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Kitabı okuyup bitirdikten, kapitalizm sistemi ile birlikte tüketim bağımlılığı içinde zombi edasıyla yaşamını idame ettiren insanların enteresan durumlardaki farklı ve anlam veremediğimiz davranış şekillerini anladıktan sonra bunun nasıl önüne geçilebileceğine ilişkin naçizane bir tavsiyeyle karşılaşıyoruz: Sevgiyle Üretim, Sevgiyle Paylaşım… Sevgi ve özenin yeniden yükselen değerler arasında olması arzusu ile söylenebilecek en güzel değerlendirmelerden birini Nur Serter yapmıştır: “İnsanın sevgiden alacağı yapıcı ve yaratıcı gücü azami ölçüde kullanarak, bunun ürünlerinden tüm insanlığın yararlanmasının sağlanacağı yepyeni bir eğitim anlayışına ve çalışma modellerine ihtiyaç olacaktır. Daha üretken, daha yaratıcı ve daha mutlu bir yaşam için, sevgiyle bütünleşmiş, onun gücünü kullanmayı öğrenmiş olmak yetecektir.” İlave söz söylemeye gerek var mı? Zannetmiyorum. Bu konuda sadece, duyarlı olmaya, düşünmeye, yaratmaya, çalışmaya, paylaşmaya ve kendimize, sevdiklerimize, çevremize ayıracağımız sevgi dolu zamana ihtiyacımız var galiba.
Tüketim Kültürü
Tüketim KültürüYavuz Odabaşı · Sistem Yayıncılık · 201632 okunma
·
90 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.