Rivyalı Witcher Geralt'ın, Vengerbergli Yennefer'in ve Cintra'nın aslan yavrusu, dişi Witcher Ciri'nin hikayesi böylelikle bitti. Son kitap her ne kadar insanda hüzünlü bir tebessüm bıraksa da benim beklentilerimi karşılamadı. Yazar 6. kitaptan itibaren hikayede Geralt'ın açısından anlatmayı bırakmıştı, bu kitapta üç ana karakteri doya doya görmeyi beklemiştim fakat ne yazık ki seri üç karaktere de doyamadığım bir şekilde bitti. Yazar ana karakterler dışında evrende geçen siyasi olaylara son kitaplara doğru aşırı bir şekilde ağırlık vermeye başladığı için yer yer okumak sıkıcı olabiliyor, ve doğal olarak okuyucu bağ kurduğu ve hikayesini okumayı dört gözle beklediği ana karakterleri özlüyor. Son kitapta yazarın bu özleme son vermesini beklemiştim fakat dediğim gibi, 650 sayfaya yakın olan bu kitabın yarısından çoğunda ana karakterleri özlemeyi sürdürüyorsunuz ve bir yandan da son kitap olduğu için olayların nasıl bağlanacağını sıkıntılı bir heyecanla bekleyerek okuyorsunuz. Devamı spoiler içeriyor. Anladığım kadarıyla Andrzej Sapkowski büyük bir Kral Arthur miti fanıymış. Son kitabın adından da anlaşılacağı üzere hikayeye Kral Arthur mitindeki Nimue geliyor, ki bu alternatif bir evrende yer alıyor. Bu şekilde daha önceden başlanarak genel saga'ya yedirilmemiş bir konsept yetmiyormuş gibi kitabın sonu Kral Arthur efsanesinin sonuna bir saygı niteliğinde olmuş. Geralt ve Yennefer ölüyor ve Ciri onları göletteki bir kayık ile öbür dünyaya uğurluyor. Okurun hayal gücüne bırakılan bir son olmuş, burada iki aşık sonsuza dek beraber yaşayacak denebilir. Anlamadığım kısım ise Ciri ve Galahad. Kitabın başında Ciri Kırlangıç Kulesi'nden Kral Arthur'un olduğu evrene geçip Lancelot'un oğlu Galahad ile tanışıp ona hikayesini anlatmaya başlıyor ve en sonda, Geralt ve Yennefer öldükten sonra da hikaye gerçekte ne zaman yaşandığı, hatta yaşanıp yaşanmadığı bile belli olmayan bir şekilde Ciri'nin anlattığı hikayenin kalanı olarak devam ediyor. Yani burada başı sonu belli olmayan Ouroboros Yılanı argümanı devreye giriyor. Bu kitaptaki olayların yaşanıp yaşanmadığı tamamen okurun isteği ve hayal gücüne bırakılmış. Neticede güzel bir seriydi fakat son 2 kitapta harcanmış bir potansiyel görüyorum. Özellikle ilk 4 kitabın temposuna göre son kitaplar okuyucuyu biraz hayal kırıklığına uğratabilir. Beni en hayal kırıklığına uğratan kısım ise hikayenin durduk yere Kral Arthur efsanesi ile birleşmesi oldu :) Ouroboros miti güzel işlenmiş fakat bana göre Kral Arthur efsanesi tamamen kendine ait bir evren olan bu hikayeyle bağlantısız kalmış. Ayrıca 7 kitaba yedirilerek işlense yine gideri olabilecekken bir anda son kitapta ortaya çıkması da bana göre çiğ kalan bir unsur. Yine de okuduğum için hiç pişman değilim, Ciri karakter olarak ve hikayesel anlamda benim için hep ilgi çekici kalacak :)

Gölün HanımıAndrzej Sapkowski · Pegasus Yayınları · 2020784 okunma

·

68 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

tugce