Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

146 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Neden Yaşar Kemal’in yapıtlarında Kürtler? Mahabatlı Dr.Haşim Ahmedzade’nin İsveç Upsala Üniversitesine doktora tezi olarak sunup ardından ‘’ULUS VE ROMAN’’ olarak kitaplaştırdığı eserinde şu sorular karşımıza çıkmaktadır: Bir yazarın etnik kimliği onun ulusal kimliğini belirler mi? Etnik olarak Kürt olan ancak yazın dili olarak Farsçayı kullanan yazarların yapıtları Fars edebiyatına mı yoksa Kürt edebiyatına mı dahildir? Etnik anlamda Polonyalı olan Conrad bir İngiliz romancı mıdır yoksa Polonyalı mı? Bir metni Fars ya da Kürt metni yapan nedir? Yukarıda sıraladığımız sorular doğrultusunda Yaşar Kemal,Ahmed Arif,Yılmaz Güney ,Esma Ocak,Yılmaz Odabaşı,Cemal Süreya vb. İsimlerin -liste daha da geliştirilebilir- eserlerinin incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Şimdiye kadar eserleri toplu olarak farklı yayınevleri tarafından basılan Yaşar Kemal Türkiyenin en çok okunan yazarlarının başında geliyor.Yaşar Kemal’i sadece bir romancı olarak görmek eksik ve yetersiz kalacaktır. Çağımızın ‘OZAN’ı diyebilirim kendisi için. Henüz 17 yaşındayken yayınlanan ilk eseri ‘SEYHAN’ adlı şiirinden başlamak üzere 2010’lu yıllara kadar süren koca bir çınardır ‘’Kürt Yaşar’’ya da’’Kürt Sadık’ın Oğlu’’ olarak bilinen Yaşar Kemal’in yazarlığı. Yaşar Kemal ve ailesinin yaşanmışlıklarını bilmeden yapılacak her değerlendirme bir yönüyle eksik kalacaktır. Yaşar Kemal ilk çocukluk yıllarını ’KİMSECİK’adlı romanında ayrıntılı olarak ele alır.Romanda sahipsiz bir çocuk tarafından öldürülen İsmail Ağa , Yaşar Kemal’in babası Sadık Yaşar’dır.Zero da annesi Nigar Hatun’dur.Babası öldükten sonra büyük korkulara kapılan Mustafa ise Yaşar Kemal’in kendisidir. Cumhuriyet gazetesinde çalıştığı dönemlerde Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde önemli gözlemlerde bulunur.Ardından bu gözlemleri ‘Bu Diyar Baştan Başa’adlı kitapta bir araya getirir.Kendisini büyük bir üne kavuşturacak ‘ince Memed’ bu döneme rastlar.1955’te yayımlanmaya başlana eser 1986’da ‘Hemedok’ismiyle Kürtçeye çevrilir. Politik düşünceleri yüzünden Cumhuriyet gazetesindeki işine son verilmesi SVENSKA DAGBLADET’in ifadesiyle’Bir yazarın yazarlık rolü,siyasal yaşamın dışında düşünülemez ‘şeklinde açıklanabilir.1995 yılında Alman dergisi Der Spiegel’de yayımlanan ‘ Yalanların Seferi’ adlı yazısında Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana Türkiye’de Kürtler üzerindeki baskıları gözler önüne serer.Sonrasında yaşananları Yaşar Kemal okuyucuları biliyordur Ezilmişlerin,Kürdü,Türkü,Ermenisi,Çerkezi,Gürcüsü,Çingenesi,Çeçeni,Yezidisi,Terekemesi,Afşarı,Arabı,Asurisi,Naasturi,Yörüğü- kısacası bütün zulüm görenlerin tercümanıdır Yaşar Kemal. Kimi ‘mezarsız bir millet’olarak tanımladığı Yörükleri kimi iki adlı ,iki dilli,iki dinli olmaya zorlanmış Ermenileri kimi sürgün Rumları,Türkleri ,onlarca kırıma uğramış Yezidileri konu alır. Yaşar Kemal ‘deki Ermeni duyarlılığının doruk noktasına ulaştığı romanı ‘Yağmurcuk Kuşu ‘adlı romanıdır. Talan edilen evlere yerleşenler üzerine’Yuvası bozulan kuş yuvasında,öteki kuş da barınmaz’der. Sürgün Rumlar için ise ‘Deniz Küstü’ romanında ‘Rumlar İstanbulsuz edemezler .Hiçbir şey yapamazlarsa da gelip burda ölürler.’ifadelerini kullanır. Kitabın asıl konusu olan Kürtlere dönecek olursak tekrardan Yaşar Kemal bir söyleşisinde ‘Homeros ve Kürt halk ozanları benim temel noktamdır ‘açıklamasında bulunur.’Kanın Sesi’ romanında ‘Mem ü Zin’in yazarı Ehmedê Xanî’den ‘Sultanların sultanı’diye söz eder. Bilindiği gibi Ehmedê Xanî Kürt kültürünün yalnızca geçmişini değil geleceğini de simgeler. Yaşar Kemal’in yapıtlarında Kürt motiflerinin belki de zirvesi ‘Ağrı Dağı Efsanesi’kitabında karşımıza çıkıyor. Kitapta Demirci Hüso,Mahmut Hanı dize getiren bir kahramandır ve Kürtlerin ulusal bayramları olan Nevroz’un mitolojisinde yer alan Demirci Kawa’yı andırmaktadır. Diğer önemli bir nokta ise ‘at’ Kürtler tarafından çok değer verilen motifidir.Memê Alan’ın Bozê Rewan’ı ,Siyabend’in Deybilkıran’ı buna örnek olarak verilebilir. Azra Erhat’ın ifadesiyle ‘ Ahmet’,Ağrı Dağının gelenek ve görenekleriyle dağlıları,beyleriyle Kürt halkını;Mahmut Hansa yöreye yeni yerleşmiş ,tutunmaya çalışan Osmanlı düzenini simgelemektedir.Bu iki güç birbiriyle çarpışmaktadır.Bu mücadeleden zafer ile çıkan Kürt halkıdır. Yaşar Kemaal’in eserlerinde görülen diğer bir unsur da DENGBÊJ ve DENGBÊJİ’dir. Evdalê Zeynikê dışında Bişarê Çeto, Kurê Perîxanê ve Flîtê Quto gibi isimlerden söz eder. ‘Demirciler Çaarşısı Cinayeti’ ve ‘Yusufçuk Yusuf’ romanlarında baba Kürt Mahmut ve oğlu Yusuf’un Türkmen Beyi Derviş Beyin elinde cinayete zorlanıp başkalarının silahşörü olmaları üzerinde durulur.’’SEBEP EVİN YIKILSIN,SEBEP GÖZÜN KÖR OLSUN’’diye ağıt yaktıkları görülür.Kürt Mahmut bir Yüzbaşının başını çektiği ekip tarafından uygulanan işkenceler sonucu ölür.Yusuf ise Derviş Bey tarafından Türk töresinin bütün değerleri ayaklar altına alınarak öldürülür.Neredeyse herkes tarafından bilinen ‘’O İYİ İNSANLAR ,O GÜZEL ATLARA BİNİP GİTTİLER.’’ifadesi eski değerlerin,güvenin,mertliğin Derviş Bey şahsında öldürülmesiyle açıklanabilir.Kitaptaki diğer dikkat çekici öğe ise’ Diyarbakır Hapishanesi’dir.Gazele’nin hapse atılan Uso için’’Üç kere bağırdım Diyarbakır surlarından içeri...Üç kere yerle bir ettim Diyarbakır surlarını,üç kere yıktım Diyarbakırmahpushanesini,üç kere gördüm Uso’yu,üç kere tuttum Uso’yu,üç kere öptüm Uso’yu,üç kere yaralarını okşadım.(s.601) Yılanı Öldürseler romanında da Abbas Diyarbakır hapisanesine girer. Yaşar Kemal’in Kürtçeyi bilmesi Kürt sözlü halk edebiyatından yararlanmasını kolaylaştırmış ve ondaki destansı anlatımın yetkinleşmesini etkilediğini söyleyebiliriz.(s.64) Yaşar Kemal anne tarafının ünlü Kürt eşkıyaları olduğunu söyler. Bundan dolayı İnce Memed,Çakırcalı Efe gibi romanlarda sıkça eşkıya tiplere rastlanmaktadır.Bunlar soyludurlar,adalet dağıtmaktadırlar. Buraya kadar mazlum olarak karşımıza çıkan Kürtlerin içinde de zalimler olduğunu görürüz:Zalim Kürt Saim Bey.Çukurovada Çerkezlerin topraklarını elinden alan,Diyarbakırda kendisine karşı olanları ipe kurşuna dizen aynı zamanda Kozan mebusluğu yapan Kürt Arif Saim Bey. Burda görüldüğü gibi Yaşar Kemal zalim ve mazlumu ırk temelinde sınıflandırmaz. Zalimin karşısında mazlumun yanında yer alır. Yaşar Kemal ,Çukurova’ya akın eden ,belli umutlar ile yola çıkan Kürtleri ‘Demirciler Çaarşısı Cinayeti’nde şöyle ifade eder:’’ Dağlardan geldiler.Ayaklarında ham çarık,kırmızı postal,sarı edik.Bacaklarında nar kabuğuna ,ceviz kabuğuna boyanmış el dokuması kalın yün şalvar,yakaları işlemeli Maraş manısından çizgili mintan,ellerinde terkeşler,kadınları sırma işleme al önlüklü,yaşlıları mavi dolama,ak başörtüsü,kızları ,gelinleri sırmalı fes,gümüş tepelikler,ellerinde terkeş,çifte dolma,çakmaklı tabancalar,dudaklarında yüzyıllarca öteden gelen ağıtlar,türküler,sazlar,tulumlar,kabaklar ve davullar ve zurnalarla geldiler.Kimileri Torostandı ve Kürtçe konuşuyorlardı.Semah dönüyorlardı her düzlükte....(s.347) Çukurova’nın adeta cehenneme döndüğü zamanda Yaşar Kemal umutsuzluğa kapılmaz. Umudu vardır ‘’İnsanın kadrinin kıymetinin bilindiği yer orasıydı.Kimse karıncaların yolunu kesmezdi.Kimse kimseyi öldürmüyordu orada.Kimse kimseyi aşağılamıyordu.Kimin gücü yeterse öbürünü ezmiyordu.’’diye tahayyül ettiği VAN CENNETİ vardır. Kimsenin birbirinin kılına dokunmadığı bir ülkedir VAN. İncelemenin başında sıraladığımız sorulara dönecek olursak SATCİDANANDAN’ın düşüncesi ulusal edebiyatın belirli bir dile bağlı olmak zorunda olmadığıdır. Dünya edebiyatına bir kütüphane armağan eden YAŞAR KEMAL’e sevgi,saygı ve minnetle...
Yaşar Kemal'in Yapıtlarında Kürtler
Yaşar Kemal'in Yapıtlarında KürtlerRohat Alakom · Avesta Yayınları · 201320 okunma
··
124 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.