Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bağnazlık, haşhaştan daha büyük bir afyondur
...cinayetler genellikle cuma günleri, öğle na namazı vaktinde camilerde ve cemaatin gözleri önünde işlenecekti.Seçilen kurban, yani Vezir, emir veya ulema çevresinde gorkemli bir muhafız ordusuyla birlikte gelirdi. Kalabalık bu gösteriden etkilenip uysal ve hayran bakışlarla izlerdi geleni. Almut'tan gönderilen fedai de orada bir yerlerde, en beklenmedik kılığa girmiş halde bulunurdu. Muhafızlardan biri olurdu mesela. Tüm bakışlar gelen önemli şahsa toplanınca darbesini indirirdi. Kurban yere serilir, cellat kımıldamadan bekler, ezberlediği bir slogan haykırır, dudaklarına meydan okuyan bir gülümseme yerleşir, çılgına dönen muhafızlar tarafından öldürülmeyi, korkuya kapılan kalabalık tarafından da linç edilip parçalanmayı beklerdi. Mesaj iletilmişti; öldürülen şahsın ardılı Alamut'a karşı daha uzlaşmacı bir tavır takınır ve olayı izleyen kalabalık içinden on, yirmi, hatta kırk mürit kazanılırdı. Gerçekdışı gibi gelen bu sahneler yüzünden, sık sık Hasan'ın adamlarının uyuşturucu kullandıkları ileri sürülmüştü. Ölüme gülümseyerek gitmeleri başka nasıl açıklanabilirdi? Afyonun etkisiyle böyle davrandıkları savına itibar ediliyordu. Bu fikri Batı'da yaygınlaştıran Marco Polo'ydu. İslam âlemindeki düşmanları, Hasan Sabbah ve adamlarını gözden düşürmek için kimi zaman Haşşaşiyûn, "afyon içenler" diye atmışlardi Bazı doğubilimciler daha ileriki bir tarihte birçok Avrupa dilinde "katil" manasına gelecek "assassin" sözcüğünün buradan türediğini düşünmüşler, bu durum da"Haşhaşiler/Assasin-" efsanesine iyice ürkütücü bir renk kazandırmıştı. Oysa gerçek farklıydı. Alamut'tan günümüze ulaşan metinlere göre Hasan müritlerine dinin "esasları"na bağlı kalanlar manasında, Esasiyun demekten hoşlanırdı ve yabancı seyyahlarin yanlış anladıkları bu terim "haşhaş", afyon kuşkusuna çıkmasına neden oldu. Hasan Sabbah'ın bitkilere büyük bir tutku duyduğu, onlarin sifalı etkilerini olduğu kadar, yatıştırıcı veya uyarıcı özelliklerini de inanılmayacak kadar iyi bildiği doğruydu. Kendisi de bin bir çeşit ot yetiştiriyor ve hastalanan müritlerini tedavi ediyor, sağlıklarını düzeltecek şuruplar hazırlıyordu. Müritlerinin beynini etkinleştirip öğrenmeye daha açık kılmak için hazırladığı bir reçetesi de biliniyordu. Havanda dövülmüş cevizi bal ve kişnişle karıştırarak hazırlanan bir macundu bu. Bir tür alalternatif tıpta söz konusu olan. Rivayetlerin tüm inatçılığına ve cazibesine karşın, gerçekleri kabullenmek gerek: Haşşaşinlerin başvurduğu tek uyuşturucu, son derece bağnaz bir imandı. Öğretilerin en katısı, örgütlerin en etkilisi, görev dağılımlarının en sıkısı tarafından sürekli pekiştirilen bir iman.
Sayfa 131 - Yapı Kredi yayınlarıKitabı okudu
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.