Bugün genç müslümanların İslama dair farklı bakış açılarını görmek ve daha fazlasını öğrenmek istiyor .Ancak her araştırmacı ,her kitap farklı kültürlerin etkisinde oluyor.Yahut araştırmacı belli merhalelerde farklı yaklaşımlar sergileyerek İslama tutucu bir bakıştan ılımlı bir tavra geçiş yapabiliyor .En kötüsü ise Teolojik argüman ve bilgilerin nasıl ölçüldüğünü ,dayanak ve usullerini okura göstermeden keyfi yorumlarını en direkt verenlerde . Felaket diyebileceğimiz bir diğer şey ise kavramların okura yanlış empoze edilmesinde bunu özellikle kitap başlıklarında görebiliyoruz .Bir kitabın başlığında bile Müslüman kavramı İslam kavramı ile değiştirilerek .Müslümanların farklı kültürlere ve geleneklere sahip olduğunu dolayısıyla hayata ve dine bakışlarının aynı seviyede olmadığını bilinmesine rağmen müslümanların yaptığı beşeri tüm eylemlerin İslamın kendisi olarak okunabiliyor. İslamın kendisi nedir peki ? diye soruluyor bu defa yahut Gerçek İslam ne ? Mezhepler neden ? Kadın ve Cariyelik niçin ?
Bu soruların cevabını bulmak istiyorum deniliyor ama öğrenmek ve daha derin düşünmek için mi yoksa keyfi düşüncelerinin yansımasını görebilmek için mi ?
''Toplumdaki kadın cinayetlerinin temelinde yatan müslümanların kurandan okudukları ayetlerin vermiş olduğu psikolojidir ''diye konuşmak bu toplumu ve İslamı yansıtabileceğini düşünmek insanı hiçbir yere götürmeyeceği aşikar çünkü temelinde herhangi bir dayanak ve açıklaması bulunmamakta .Sadece hadis ve ayet okuyarak İslamı eleştirmek mümkün olsaydı Oryantalistler ömrünü Arapça ve diğer İslami ilimlere adamak yerine kendi dillerindeki tercümelerden ayet ve hadisler üzerinden düşünmekle yetinirdi .Peki ne kalırdı onlardan geriye ,kuru cümleleri ve ruhsuz düşüncelerinden başka .Buhari'nin yaşadığı maceraları bilmeden hadis yöntemine dair bilgisi olmadan bir insanın sahih buharide geçen hadisler üzerinde o kadar çok fikir sahibi oluyor ki ne İslam kalıyor ortada ne de 1400 yıllık hadis ve sünnet geleneği .
İslamı okurken göz ardı edilen şey ,tarih boyunca aklın ve eleştirinin örneği olan metinleri hesaba katmamak ve dayanağına dair delil gösteremeyeceği kendi fikirlerine tüm gücüyle sahip çıkışı. Müslümanların en aksiyonlu yaşamına sahip olanlardan İmam Şafii bile yıllar süren ilim seyahatleri sonucunda hocasıyla arasını açtığında kendi fikirlerine dair eserler meydana getirecek bilgilerin dayanakları üzerine yıllarca çalışmıştı . Bugün bilgiye daha fazla erişimin olmasına rağmen bilginin dayanaklarına ilişkin benzer bir emek ne kadar sarfediliyor ? Bir hadis kopyalanıyor önce .Altına imam Buhari yazılıyor ve başlık olarak ''Sizin peygamberiniz buydu '' ile karşımıza çıkıyor .Bunun karşılığı olarak hakaretler ,tartışmalar ve engellemeler ortaya çıkıyor .
İslamda tartışılan konular peygamberin yaşadığı dönemde başlamış ve vefatıyla bir literatür haline gelmişti .İçerisinde Tanrıya ilişkin tüm güç ve kudretlerinin sorgulandığı bu literatürü İslama dair bilginin ,okunulan sayfaların mürekkebi kadar derin olduğu eleştiriler arasında nereye koyacağız bu durumda .
Aslında her şey çok basit olmalıydı .Okumak merak duygusu ve öğrenme arzusuyla pekiştiğinde güç kazanmalıydı .Eleştiriden önce araştırma ön planda olmalıydı .Mesela Fizik ,Biyoloji ,Tarih gibi herhangi bir disiplinde eğitim alan birinin kendi alanıyla ilgili ne kadar uçsuz bucaksız bir bilgi hazinesini görebilir . Peki herkes kendi alanıyla ilgili bilgi hazinesinin nasıl ele alınacağına dair usul ve metod dersleri alınması gerektiğini düşünmez mi ? Söz konusu kendi alanlarımız olduğunda bilginin kıymetini kabul ediyorken İslama dair en ufak meselede bile bilgi sahibi değilken bir bıçak yüreğimize saplanmışçasına duyulan son arzu ile konuşmak ve eleştirmek isteniliyor .Sahi neden ?
··
29 görüntüleme
"İnsan bilmediği şeyin düşmanıdır."
Okuduğu bir iki meal izlediği bazı YouTube videolarından sonra allame i cihan kesilenler var bide
neresinden tutsan elinde kalan bir mesele bu .
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.