Gönderi

576 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
ÖZET(Spoiler) Mithat Cemal, bizatihi tanıklık ettiği 3 farklı dönemin İstanbul'ünü bu romanda adeta İstanbul'dan hınç alarak anlatır. Romanın başkahramanı muharrir Adnan'dir. Muharrir Adnan da romanda anlatılan üç farklı İstanbul döneminde üç farklı kişilikle okuyucuya anlatılmış. İstibdat döneminde fakirdir ama idealisttir. Göğsünde Namık Kemal'in resmini taşır. Yıkılan Vatan isimli bir roman yazıyordur bu romanla şöhret olmak hedefindedir. Şair Raif ve Dağıstanlı Hoca gibi namuslu, düzgün dostlara haizdir. Bir de hukuk mektebinden Yahudi bir dostu vardır ismi Moiz'dir. Akşamları Hidayetin konağına gider bu adama gitmesi Şair Raif'in ve Dağıstanlının hoşuna gitmez çünkü Hidayet. Sabahları saraydan ihsan alıp akşamları ise evinde bulunan insanlarla saraya söven, aldığı pahalı eşyalarla evindeki insanlara gösteriş yapan, evinde sırf kendini övmesi için paralı dalkavuk bulunduran namusuz bir adamdır. Adnan da bunun farkındadır ama oraya gitmekten kendini alıkoyamaz. Hidayetin bulduğu iki iş Adnan'ın hayatını etkileyecektir: Bunlardan birisi Maliye Nazırının kızı,Süheyla'ya vereceği hususi edebiyat dersidir. Bir diğeri ise Erkanı-ı Harp Müşirinin kızı Belkıs'a vereceği hususi tarihi dersidir. Süheyla, terbiyeli, namuslu duygularını kendi içinde yaşayıp dışarıya aksettirmeyen sessiz bir kızdır. Lükse ve statükoya önem vermez aradığı, okuduğu romanlardaki gibi sade saf bir aşktır. Belkıs ise gösteriş meraklısı, kibirli olağanüstü güzel bir çehreye sahip bir kızdır. Batı hayranıdır doğuyu iptidai bulur. Meşrutiyet döneminde ise Adnan zengin ve mühim bir insan olmuştur. İttihat Terakkinin en muktedir insanlarından biridir. Öyle ki bir ricası birinin Nazır olması için yeterdir. Yüzüne güldüğü insan elçi, vali, kaymakam olur. İstanbul'daki tüm büyük davalar onun elinden geçiyordu. İstibdat döneminde Hidayetin konağına gelen insanlar onun konağına geliyordu. Bu dönemde Dağıstanlı Hoca ve Şair Raif, Adnan dan uzaklaşmıştır. Güç Adnan'ı değiştirmiştir. Öyle ki meşrutiyet dönemindeki muazzam toprak kayıplarını borsa meselesi olarak görüyordu. Milli Mücadele döneminde ise Adnan, bütün itibarını kaybetmiştir. Bedbaht hasta bir adamdır. Fakirdir, eşinin parasıyla geçinir bu durum Adnan'ın namusuna dokunur ama elinden bir şey gelmez o, merhamet duyulacak bir insandır. Aldığı trajik bir dava sonucu eline geçen paranın bir kısmıyla kendisine astragan kalpak alır. Kalpağı kitaplığına saklar, bu kalpağı Ankara dan mebusluk için kendisine teklif geldiği zaman başına gururla takacak ve Ankara'ya gidecektir. Ama beklediği teklif bir türlü gelmez. Duyduğu hasret, gittikçe hasede dönüşür. Bu haset içinde annesini de canından eden verem hastalığından can verir. Roman Hakkında Mütalaam (Spoiler) Özet kısmında dediğim gibi Mithat Cemal bu romanla İstanbul dan hınç almıştır. Üç İstanbul un şiiri olsaydı bu kesinlikle Tevfik Fikret'in Sis şiiri olurdu. Romanda İstanbul'daki ahlaki çürümeden ve yozlaşmadan bolca örnek bulabilirsiniz. Kitapta kalın bir Tolstoy romanını anımsatacak kadar onlarca karakter var. O yüzden romanı fazla araya mesafe koymadan okumanın faydalı olacağı kanısındayım. Mithat Cemal bazı karakterleri yaratmada çok başarılı olmuş bunu da eşyaların desteği ile yapmıştır. Hatta eşyalarla ilgili verdiği gereksiz detaylar bu romanın zayıf yönüdür ama bir dönem romanı olmasından mütevellit bu eşyalar üzerinden o zamanın kültürünü anlatması önemlidir sadece biraz ipin ucunu kaçırmış. Her yarattığı karakterle İstanbul un ahlaksızlığını gösteren müstehzi bir tavrı var romanda. Bu konuda da biraz aşırıya kaçtığı kanaatindeyim. Romana başlamadan önce daha vatanperverlik duygulara sirayet eden epik bir roman bekliyordum ama romanda karşılaştığım Mithat Cemal'in muhteşem gözlem gücü ve kitapta bolca geçen batı felsefesi beni şaşırttı. Romanda istibdat dönemini gayet güzel anlatmış Abdülhamid'e duyulan nefreti sebepleriyle gayet başarılı aksettirmiş. Bunu yapmak Mithat Cemal için zor olmamıştır çünkü bunları o dönemki hisleriyle yazdığını düşünüyorum. Karakter yaratırken de kendi yaşamından yola çıktığı çok açık görünüyor. Kitaptaki Raif karakterini yaratırken gerçek hayatında yakın dostu olan Mehmet Akif'ten ilham aldığı çok açık. Meşrutiyet döneminde biraz daha o dönemki olaylardan ve toprak kayıplarından bahsetmesini beklerdim ama bunun yerine Mithat Cemal İstanbul da yaşayan üst tabaka insanlarla alay etmeyi tercih etmiş. Bu dönemde tanrı titizliğiyle yarattığı, Belkıs karakterini çok başarılı bulduğumu söylemem gerek. Büyük bir heyecanla beklediğim millî mücadele dönemi ise benim için sükûtu hayal oldu. Bu bölümde millî mücadele dönemindeki seferberliği, kahramanlığı, inancı bunlara karşılık manda destekçilerini yahut İstanbul da işgal kuvvetlerinin yaptığı edepsizlikleri Mithat Cemal'in gözünden okumak isterdim ama okuduğum, Ankara ya çağrılmayı bekleyen gözden düşmüş bir avukatın ölümü oldu.
Üç İstanbul
Üç İstanbulMithat Cemal Kuntay · Oğlak Yayıncılık · 20202,464 okunma
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.