Zweig'in okuduğum ilk kitabıydı. Zweig'in kurgu kitaplarını severek okumama rağmen bazı tarihi gerçekleri öyküleştirdiği bu kitabından aynı zevki alamadım. Bir kere kitapta bahsi geçen olaylar hakkında bilgi edineyim diye okunacak bir kitap değil. Öyküleştirirken bazı önemli ayrıntıları atlamış bence, o yüzden birçok yerde internet araştırması yapmak durumunda kaldım. Öte yandan, olayların gerçek olduğunu bildiğiniz için öykü kitabı gibi de okuyamıyorsunuz. Kitabın sevdiğim yönü ise Zweig'in olay ve kişilere ilişkin yaptığı bazı altı çizilesi yorumlar oldu.
***
KİTAPTAN ALTINI ÇİZDİĞİM SÖZLER
* Bir dâhinin çıkması için bir halkın içinden milyonlarca insanın geçmesi gerekmiştir her defasında, gerçek anlamda tarihsel bir olayın, insanlığın yazgısını değiştiren bir anın gelmesi için de milyonlarca yararsız anın akıp gitmesi gerekir.
* Fanilerin yaşamına çok ender inen o büyük an, kendisinden yararlanmasını bilmeyenlerden böyle korkunç biçimde öç alır. Sağduyu, üste itaat, çalışkanlık ve özenlilik gibi bütün toplumsal erdemler, her zaman sadece dehaları isteyen ve onları sürekli şekillendiren o büyük anın ateşi karşısında direnemez, eriyip gider. Yazgıyı belirleyen böylesi anlar, duraksayanları küçümseyerek geri iter, yalnızca yeryüzünün farklı tanrıları olan yüreklileri ateşten kollarıyla kucaklayarak göklerdeki kahramanlık katına yükseltir.
* Ve insan kendine bu gücü sağlayan unsurları kendi kendini yok etmek ve o harika bütünlüğü bozmak üzere harcamak için uğursuz bir çılgınlıkla sürekli çabalamış olmasaydı zaman ve mekân üzerinde kazandığı bu zaferden sonra sonsuza kadar muhteşem bir birlik halinde yaşayacaktı.