"ben öpseydim seni, serçe parmağına dudak çizip
kuşların dudağı mı olur? deme
ben öpseydim seni olurdu"
Erhan'ın dizeleri iki yıl olmuş, hâlâ ezberimde. 23 Mayıs 2018 de okumuş, kitabın ilk sayfasına "Erhan sen ne güzel bir çocuksun" notunu düşmüşüm. Kardeşten, arkadaştan öte bir güzel insan. Ama hakiki güzel insanlardan. Yıllar önce bu yola çıkarken, ilk kitabıma hazırlanırken akıl danıştıklarımdan. O özel ve incelikli bir şair, aynı zamanda çok yetenekli bir müzisyen. Sanatımız var olmaya devam etsin diyerek başlamak istiyorum.
"bu kitap bir hayale üründür" diyerek başlıyor Erhan Karaman. Onun şiirinde yer yer kaybolan bir çocukla arkadaşlık ediyorsunuz. Sonra kendini bulduğunda yine yanındasınız. Aşık olduğunda, acısında, yaraları ve yıllarında.
"evimin yolu kapısının önünden geçerdi
bütün çamaşırları o asardi nedense erkenden
ben bir garip işçi, sigarası tütünden"
Tertemiz bir şiir dili var. "büyüme travmaları" şiirini okuduğunuzda dünyasının ve yarasının ne denli büyük olduğuna şahit oluyorsunuz. "anne ben değişiyorum ellerimden tut"
"bez bebek" şiirini şöyle bitiriyor:
"ölse yenisi alınır
gülse yaradılış derler
böyle de kötüsün kakasın dünya"
Onun yaşamla mücadelesi de takdire şayan. "bir ben" şiirinde iliklerine dek hissediyor bunu okur:
"bir gün dizlerimdeki vidaları sıkacağım
ve tutacak beni yüklendiğimde üstüme
içimde sancı yapan her bir çivi tanesini söküp
boşluğuna güller dikeceğim
çiçekler konuşur derler çünkü, annem duyardı"
Yanına birer küçük yıldız koyduğum çok dizesi var Erhan'ın. Geçtiğimiz günlerde üçüncü şiir kitabını karşıladı. Dilerim siz okurlar, bizler gibi kendi kabuğundan büyüyen şairleri daha çok bağrınıza basarsınız. Bizim okuyucuya değil hakiki okura ve hissedişe ihtiyacimiz var. Sanatın var olsun canım Erhan Karaman.
Hatice Kübra Öktem, "Ne şiir şeysin sen" için ufak bir not