“Kendi varlığı meselesini daha çözememiş bir varlığın (insanın), inkar hakkı yoktur.” “Bizler de kendimizi, batılaştırmak, hep batılılaştırmak istediğimiz için bir türlü gerçek ve sağlam bir kültür bir medeniyet gücünü elde edemiyoruz.” Ve seslenir müslümanım diyenlere: “Müslüman! İslam’ı öyle sağ ve diri, canlı yaşa ki, seni öldürmeye gelen sende dirilsin...” Ve Hz. Ömer’e ithaf edilen bir söz ile bizlere şöyle der; “İnandığınız dini yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanırsınız.” İslam’ı seçmiş birçok yabancı şunu söyler: Kur’andan önce İslam’ı Müslümanlardan öğrenseydik Müslüman olmayı seçmezdik. Yaşamımızda bizi ayıran özellikler yok. Bizi ayıran özellikleri yaşamadığımız için bizim özentimizin asimile olan yanımızı dile getiremiyoruz onlar bunu bize hatırlatsa bile. Kendimizi tanımıyor ve kendimize rol modeller seçip onların etrafında geziniyoruz. En büyük meilimiz unutkanlığımız. Allah bizim bu yönümüze de vurgu yapar. “İnsan Allah’ı unutandır.” Evet, biz unutmaktan geliyoruz. Ve içimizden biri aydın biri, ikinci yenici olan Sezai Karakoç. Sevmez öyle bak ben bunu böyle gördüm, sende benim açımdan bak demeyi. Zorlar okuyucuyu, öyle herkesi kabul de etmez. Anlatımda kapalılığı sevme nedeni karşısındaki muhatabı düşüncelere koyma isteğidir. Düşünce önemlidir. Düşünce ibadettir. Allah’ın ilk emri olan “Oku!” Eşref-i mahlukat tarafından okumama ve anlamama garipliği içerisinde sözlü destan halini almıştır. Dedim ya sevmez açık olmayı ama bu kadar açık bir kitabı kapalı anlayan bir topluluğa daha fazla nasıl açarım diye uğraşmış yazar. Muazzam bir donanım ve Kur’an ahlakı ile ahlaklanmış bir insan az sözle islama bakışını bizlere de sunmuş. İyi ki yazmış. Kısa bir kitap dolu bir anlatım var karşımızdan kavramlar, inanışlar, dinlerin karşılaştırılması, islamın temel özellikler; zekat, namaz, ahiret, oruç, hac gibi önemli konulara değinmiş. Analitik verilerle anlatmıştır. En sevdiğim yanı dinler arası farkı anlatması değil, dinimizin içinde kabul gören bazı şeylerin varlığını Kur’an delili ile anlatmasıydı. Tek olan Allah’ın tabular karşı duruşunu en bilinen yumuşak karnımızdan anlatmış. Bilinen kutsal geceler kur’an da geçiyor mu? Kur’an’da yer alan kutlu gece Kur’an’ın indiriliş günü varlığımızın rehber gecesi Kadir Gecesi neden tam anlamı ile açık bir şekilde verilmemiş? “Kadir gecesinin gizli olması gerekir; çünkü açık ve seçik olarak bir gecenin kutsallaştırılması, Allah’tan başka tanrı tanımamak dini olan İslam’a uymazdı; İslam, değil bir insanın, bir gecenin biri putlaştırılmaması için gerekli temeli atmıştır.” İslam’da ekonomi, toplum ve sosyoloji. “ 1- İslam sitesinde her kişinin yaşama tarzına çizilen sınırlar, verilen standart, aşağı yukarı kendiliğinden bir istihlak eşitliği doğurmaktadır. Lüks haramdır. İsraf ve gösteriş yasak. Bir zengin Müslümanlar fakir bir Müslüman arasında yaşama farkı çok azdır. 2- Faizin yasak edilmesiyle, emeksiz Kazanca prensip olarak set çekilmiştir. Prensip olarak İslam sitesinde kazanç emeğe dayanır. 3- İslam sitesinde, hiçbir şey boş ve faydasız yere elde edilmez. Ve hiçbir şey haksız ve fazla olarak bir elde duramaz. Ve hiçbir şey boş ve faydasız yere yok edilemez. “ İslam’ın direği kur’an, imanın referansı okumak ve anlamaktır. Her müslümana okumak ve anlamak farzdır. Bu yola teşvik edici bir kitap olduğu için ayrıca kıymet verdiğim bir kitap oldu. Herkesin okuması gerekir. Şiddetle tavsiye ediyorum. Okuyun, okutturun. Keyifli okumalar!

İslamSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20172,189 okunma

·

77 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sevgi