Gönderi

İ"şte 1970'li yıllara özgü çocuksu kültürün yakında olgunlaşmasını sağlayacak büyük gerçek bu -bu her şeyin sevinçle ve yepyeni umutlarla idrak edilmesidir. Bizler koşullarımızın kurbanları değil, yasamlarımızın mimarlarıyız. Bilinçli zihnimiz yaşamımız, kendimiz, duygularımız hakkında bir resim yapıyor ve bilinçaltımiz bu resmi hakim bilincimizin inançlarıyla mükemmel bir uyum icinde madde dünyasına aktarıyor. Gördüğün gibi bu yasa, yaşadığımız tüm yaşamlar için geçerli- Ancak, deneyimlemekte olduğumuz yaşamdaki gelişkinlik düzeyimize göre farklı yorumluyoruz:" "Pekâlâ, ama biz pek çok kere yeniden doğuyorsak geçmiş yaşamlarımızı neden hatırlamıyoruz?" diye sordum. "Sadece hatırlamak istemediğimiz için mi diyorsun?" "Bu doğru," diye yanıtladı. "İnsanlar geçmişlerini unutuyorlar, çünkü çirkin, bencilce davranışlarını hatırlamak istemiyorlar; aksi halde gururları zedelenecek ve kendilerini başkalarından üstün hissetmeleri mümkün olmayacaktı. Ancak geçmiş başarısızlıklarımızı unutursak gururlu olabiliriz. Yine de, geçmişteki hatasını unutan onu tekrarlamak zorunda kalır. İnsan ruhları yaşadıkları deneyimlerden sadece kendi zihinlerinin sorumlu olduğunu kabul etmedikçe, aynı acı verici sonuçları getirecek aynı bencilce davranışları tekrarlamak durumundalar. Eğer evrimlerini kolaylaştırmak istiyorlarsa, önce bütün yaşam süreleriyle ilgili sorumluluğun kendilerine ait olduğunu kabul etmek zorundalar, sonra sevinçle diledikleri yaşamı yaratabilirler."
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.