İslamofobi, pek çok ülkenin muhtelif şartlar altında uğraşmak zorunda olduğu küresel bir problem. İslamofobi ya da diğer adıyla İslam korkusu 1990'lı yıllardan beri kullanılıyor. El Kaide'nin düzenlediği 11 Eylül saldırılarından sonra daha sık kullanılan İslamofobi terimi, özellikle Suriye iç savaşı ile birlikte artık dünyanın değişmez gündemi haline geldi.
Geisser ise kitap boyunca, bu halen evrilmekte olan islam karşıtlığının Fransa'daki resmini, küresel gelişmeler ile de irtibatlandırarak okuyucuya sunuyor.
Bu kitabı okuyan bir kişi konuyla alakalı hazır yargılar kazanmaktan çok, karşılaştırma yapabileceği ve üzerinde düşünebileceği bir perspektife sahip olacak.
Örneğin Türkiye ile karşılaştırdığımız vakit; İlk olarak Fransa'da yaşayan 5 milyon civarındaki Müslümanın 500.000'e yakınını Türkler oluşturuyor. Bu da Fransa'yı, Almanya'dan sonra en fazla Türk göçmene sahip Avrupa ülkesi yapıyor. Bu bakımdan, Fransa'daki İslamofobiyi, sadece Kuzey Afrikalıların yaşadıkları bir sorun olarak görmek son derece yanlış olur. Sorun Türkleri ve Türkiye'yi birinci dereceden ilgilendirmektedir.
İkinci olarak, Fransa ve Türkiye devlet felsefesinin ve laiklik anlayışının benzerliği sebebiyle, kitap boyunca karşılaşılacak pek çok sorun, tutum, akıl yürütme yöntemi, bu topraklarda da sıklıkla karşılaştıklarımızı hatırlatacak.
Kitapta daha çok benim gördüğüm 1997-2007 Türkiyesi oldu. Tabi Türkiye'deki İslamofobi bu kadar sınırlı değil.
Türkiye'deki İslamofobi, genellikle islami kavramların suni tartışmalarla gündeme gelerek dinin itibarsızlaştırılması, Müslümanların mizah yoluyla alay konusu edilmesi, sosyal medya başta olmak üzere çeşitli mecralarda Müslümanların Peygamberine hakaret edilmesi ya da en hafifinden Islam'a ve Müslümanlara ait birçok olgunun olumsuz temsillere sunularak toplumsal ayrışmaya neden olacak önyargıların güçlendirilmesi şeklinde tezahür etmiş durumda.
Bu kitabı okuyacak kişiye şunu söylemekte de fayda var ; Vincent Geisser bu kitabı yazıp bitirdiğinde tarih 2003 yılını gösteriyor. Bu yüzden değerlendirme yaparken bunun göz önünde bulundurulması gerekir.
Ne kadar Fransa İslamofobisi ele alınmış olsada okunulması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
İyi okumalar...