Öncelikle kitap aşırı uzundu. Bu kadar detaya inmeye gerek var mıydı bilemedim. Karakterlere gelirsek Fiona ayağı yere basan bir karakterdi. İdealleri olması, içinde bulunduğu sefalete rağmen vazgeçmemesi ilham vericiydi. Ayrıca hiçbir zaman kolay yolu seçmedi. Bir milyarder ona aşık olduğunda da bir an için bocalasa da idealleri ve sevdikleri için elinin tersiyle o hayatı bir kenara itti. Kendine sıfırdan bir hayat kurdu. Başına gelenleri kaldırabilecek çok az insan vardı ama o bunu atlattı. Fiona'nın en büyük ve tek aşkı Joe'ya gelirsek başlarda yaptığı hata yenilir yutulur cinsten değildi. Ben bile gözyaşlarıma hakim olamadım. Fiona'ya yediği haltı gözyaşlarıyla açıklarken çok kötü hissettim. Joe'ya nefret besledim. Kendi hatasının sonucuyla acı bir şekilde karşılaştı. Bir anlık yaptığı hata yüzünden altından bir kafeste sevmediği bir kadına hapsoldu. Uzun yıllar Fiona'nın hasretini çekti. Fiona tüm bunlar olurken ailesinin kaybı, peşindeki kötü adamlar ve sefalet ile boğuşuyordu. Karşısına iyi bir adam (Nick) çıktı ve kendi hayatıyla beraber onunkini de değiştirdi. Nick her şeyden önce mükemmel bir dosttu. Kitap boyunca Fiona'nın ailesi olduğunu hissettirdi. Fiona'nın ona aşık olan milyardere (Will) karşı aşk hissetmediğini farkettiren oydu. Fiona onunla bazı beraberlikler yaşadı, bu kısımlarda pek memnun kalmadım açıkçası. Arada inanılmaz yaş farkı vardı. Ve Nick onu bu hatalardan döndürdü. Olaylarda sürükleyicilik vardı, karakterler güzel oluşturulmuştu ama detaylarda çok boğulduğumu hissettim. Kitabın sonu beni tatmin etmedi. Joe ile uzun yıllardan sonra kavuştuklarında daha çok detay isterdim. Evlendikten sonraki hayatlarını okumak isterdim. 700 sayfalık kitabın bir yerlerine sıkıştırılabilirdi diye düşünüyorum ama yazar nedense her detayı vermiş Joe ile Fiona'nın mutlu sonlarına ilişkin ayrıntı vermemiş.

Solmayan GüllerJennifer Donnelly · Epsilon Yayınları · 201334 okunma

·

61 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Duygu