Seriye Zaman Çarkı’nı bitirdikten sonra düştüğüm boşluğu kapatmak için başladım. Kişisel olarak, iç dünyamda zaman zaman yaşadığım ya da bazı tecrübeler sonucu elde ettiğim duygu ve analizlere bu kitapta rastlamak çok hoş oldu. Kitaba ve genel olarak seriye gelecek olursak, oldukça akıcı ve gerçekçilik olarak çok tatmin edici olduğunu söyleyebilirim. Köprücülerin hikayesi, Shallan’ın iç dünyası, Dalinar’ın çelişkileri gibi konular etkileyici bir biçimde anlatılmış. Taravangian ve Jasnah gibi sıra dışı karakterler zekice kurgulanmış. Brandon Sanderson karakterlerin psikolojik analizini oldukça sıra dışı bir biçimde yansıtıyor ve bu yönüyle diğer yazarlardan farklılaşıyor. Fantastik edebiyat sevenler arasında isminin kolay kolay unutulmayacağını düşünüyorum. Aksiyon sahneleri Robert Jordan (Zaman Çarkı Serisi) kadar başarılı. Olaylar kitapta başlıyor ve bitiyor, yazar Zaman Çarkı’nda olduğu gibi okuyucuyu sinirlendirecek olaylara, sıkıcı detaylara izin vermiyor. Bunun yanında kötü adamları öldüren iyi adamlar, ters köşe olaylar, karakterlerin gelişimi ve iç dünyalarındaki zıtlıklar bir okuyucu olarak beni çok tatmin etti. Son okuduğum kitaplarla karşılaştırmam gerekirse, bu seri Kralkatili Güncesi’nden bence açık ara daha iyi, ancak Buz ve Ateşin Şarkısı kadar kaliteli değil. Zaman Çarkı bitmiş bir eser ve gerçek bir başyapıt olduğu için şimdilik kıyaslayamıyorum. Bu seri vasat (ortalama) bir hikaye. Fantastik edebiyat severlerin okurken hoşça vakit geçirebileceği bir eser. Ancak yazarın entelektüel birikiminin George R R Martin kadar yüksek olmadığı farkediliyor. Biraz ileri giderek bu seri için piyasa işi diyebilirim. Tabi bu yorumlar ilk 3 kitap için geçerli, zaman geçtikte yazar da gelişecek ve belki de zirveye oturacak bir eser olacak seri bittiğinde.

Parlayan SözlerBrandon Sanderson · Akılçelen Kitaplar · 2016384 okunma

·

161 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tuğrul