Gönderi

736 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 11 days
"Kitabın iyiliği okunmasındadır (sf.547)" Kitabı bitirdiğinizde 'Ben Ne Okudum?!' demekten kendinizi alamıyorsunuz. Orta çağ manastır yaşamı, farklı tarikatlar ve fikirlerin ortasında esrarengiz bir cinayet... Her şey manastırda rahip olan Adelmo'nun ani ve esrarengiz ölümü ile başlar. Başrahip, Adelmo'nun bu esrarengiz ölümünün sırrını çözemesi için bir sorguç olan William'ı çağırır ve o da yanına Adso'yu alarak romanımızın geçeceği yer olan manastıra ayak basar. Bu arada asıl karakterimiz William Birader olarak gözükse de kitabın asıl karakterleri Adso. Olaylar onun ağzıyla anlatılıyor ve yıllar sonra Adso yaşlanınca da kaleme alıyor manastırdaki esrarengiz olayları. Evet, Adelmo'nun 'cinayet'inden devam edelim... Acaba bu gerçekten bir cinayet mi? Ortada bir katil var mı? William bize bunun cevabını kısa sürede veriyor ancak işin ilginç tarafı William'ın geldiği ilk günün gecesinde başka bir ölüm olayıyla daha karşılaşıyoruz. Kitap 7 gün üzerine kurulu. Gün kendi içerisinde de sabah, öğleye doğru, akşam vakitleri gibi bölümlere ayrılmış. Ve biz neredeyse her yeni bir günde başka bir cinayet olayına tanıklık ediyoruz. İlk önce bir rahip, kilerci, başka bir rahip, kütüphaneci derken listemiz uzuyor... Manastırın en etkileyici tarafı şüphesiz Aedificium!! Olayların merkezi olan yer sizi büyülüyor. Bir kitap bağımlısı olara dünyanın en önemli eserlerinin bulunduğu kütüphaneye girmek için içimde tarifi imkansız bir istek duydum. William'ın kütüphaneye gizlice girmesini ve araştırma yapmasını o kadar iyi anlıyorum ki... Gizlice girmek derken şimdi aklınızda neden kütüphaneye gizlice giriyor ki diye bir soru gelebilir. Kütüphaneci dışında labirent gibi olan bu muazzam kütüphaneye girmek ve istediğin bir kitabı alıp okumak kesinlikle yasak! O kadar saçma gelmişti ki bu düşünce bana. Birkaç adım uzağınızda sınırsız bir bilgi yığını var ve siz onlara ulaşamıyorsunuz. Kitaplar okunmak için vardır, bir köşeye konulup saklanmak için değil. William ile kitaplar konusunda benzer düşüncelere sahip olmak beni sevindirmişti. Kitap da dikkatimi çeken noktalardan bahsetmek istiyorum. Bitmek bilmeyen bir tartışma vardı. Jorge karakteri kesinlikle insanların gülmemesi gerektiğini, bunun aşağılık bir davranış olduğunu söyleyip durdu kitap boyunca ve dikkat başlarda bana saçma gelen düşüncesine adam o kadar körü körüne bağlanmış ki bir fikre böylesine bağlanmanın getirdiği yıkıma şahit oldum kitap boyunca. Daha fazla spoiler vermeden bu konudan uzaklaşıyorum hızla. Gülmek dışında Hz. İsa'nın yoksul olup olmadığı baya tartışma konusu olmuştu kitapta. Galiba her dinde gereksiz ayrıntılara takılmak gibi bir durum var... Yer yer kitabı okumak çok zorlaştı. Bunun sebebi ise tarikatlar. Sayfalarca adını daha önce hiç işitmediğim bir sürü tarikattan bahsetmiş yazar. Açıkçası kitabı bitirdim ve aklımda o tarikatlarla ilgili hiçbir şey kalmadı. Manastır yaşamını okumak ilginçti, daha önce okuduğum hiçbir kitapta bu kadar ayrıntılı bilgi sahibi olmamıştım. Bana garip gelen bir şeyden bahsedeceğim. Günah çıkarma... Günah işleyip işleyip daha sonra bir rahibe anlatıp 'Oh, ben günahımdan kurtuldum, rahatladım.' demeleri benim aklıma kesinlikle yatmayan bir davranış şekli. Adso, sevdiğim bir karakter olsa da rahipler için çok büyük bir suç olarak görülen bir şey yapıyor ve William'a günah çıkarıp üzerinden adeta bu günahı sıyırıp atıyor. Geriye duyduğu zevkten bahsediyor arada... Kitapta sık sık bir yiyecekten bahsediliyor. Kan pudingi. Evet, doğru okudunuz domuz kanını topluyorlar ve bundan puding yapıyorlar. Puding diyince aklınıza bizimkiler gibi bir şey gelmesin internetten araştırırsanız sucuk gibi bir şey olduğunu göreceksiniz. Bana iğrenç gelse de baya popülermiş bu... Midemi bulandırmadan kan pudingi meselesini kapatarak Kur'an'ı Kerim konusuna geçiş yapıyorum. Kitapta birkaç yerde Kur'an'ı Kerim geçiyor. Ve bu muazzam dediğim kütüphanede bizim el üstünde tuttuğumuz kitabımızı yasaklı kitaplar bölgesine koymuşlar. Hakkında da sapkınların kitabı olduğunu ve zararlı bilgiler içerdiğini söylüyorlar. Görüyorsunuz arkadaşlar cahillik çok zor. Keşke bir açıp okusanız demekten kendimi alamadım. Tarikatların anlatıldığı uzun sayfalar dışında kitabı baya keyif alarak okudum. Hacimli, kalın bir kitap sindire sindire okumanız gerekiyor. Eminim okuduğunuzda zevk alacaksınız çünkü Umberto Eco polisiye bir roman yazarken ancak bu kadar mükemmel bir eser ortaya çıkarabilirdi. İçinde öğreneceğiniz onlarca şey sizi bekliyor. Bahsetmek istediğim başka konularda var ancak spoiler vermek istemediğim için daha fazla uzatmayacağım. Okuma listenize ekleyebilirsiniz, beni hüzünlendiren sonu ile aklımda yer eden bir kitap olarak uzun bir süre hatırlayacağım.
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012.6k okunma
·
56 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.