Gönderi

424 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
PİA MATER || YORUM
#masaldankitaplik Günaydın! Bugün düşündükçe bile beni benden alan muhteşem bir kitabı kendimce değerlendirmeye çalışacağım size. Çok uzun ve acemice bir yorum oldu ama umarım keyifle okursunuz. Şimdiden okuyan herkese teşekkür ederim. Uzun zamandır yorum yazamıyorum nedensizce. Ama bu kitap sonunda bu çıkmazdan beni kurtarıp yorum yazmaya itebildi nihayet. Nasıl anlatsam ki bu kitabı size. Daha almadan bile çok seveceğim içime doğmuştu zaten. Yine de bu kadar seveceğimi ben bile tahmin edemedim. Sanırım satırlara aşık oldum ben. “Satır arası aşk.” Ne manidar bir söz oldu sahi. Ciddi söylüyorum, öyle bir aşık oldum ki hem de, kitabı saatlerce okumuş olsam bile sanki en güzel anların hızlıca geçtiği gibi bu kitabı okuyup bitirmek de öyle hızlı geçip gitti benim için. Rüzgar gibi mi geçti bilmem ama içimdeki fırtınalar bir müddet kalacak sanki orada. Öyle muntazam bir yazım tarzı var ki, şiir gibi. Onlarca paragraf işaretledim belki okurken. Nasıl ki bir anne çocuğuna şefkatle yaklaşırsa ben de bu kitaba aynı şekilde yaklaştım. Bitirmeye kıyamadım. Son sayfayı okuyup bırakınca içimdeki hüznü buruk bir gülümseyişle gösterebildim. Biter bitmez, ilk düşündüğüm “Tekrar okumalıyım!” oldu. Silbaştan okumak istedim her satırı. Hiç okumamış gibi. Ama hiçbir zaman ilk okuyuşun verdiği o tadı alamayacağımı biliyorum. Yin-Yang gibi; her iyinin içinde bir kötülük, her kötünün içinde bir iyilik vardır derler ya; ona benziyor aslında bu durum. Çok çok sevdiğiniz bir kitabı ilk kez bitirmenin en kötü yanı tekrar okuyuşunuzda bir daha aynı hisleri ve aynı esrarengiz havayı hissedemeyecek olmanızdır. Bu da bir okurun yaşayabileceği en hüzünlü durumlardan birisidir. Neyse, uzunca anlatmış olsam da bence özünü kavrayabildiniz. Gelelim kitabımıza. Konusundan bahsetmek gibi bir delilik yapmayacağım. Çünkü bu kitapta önemli olan konusu değil işlenişi. Yoksa konusu oldukça basit aslında. Okuyup kendiniz öğrenirseniz daha keyifli olacağını düşünüyorum. Pia Mater bir nöro-roman. Yani sinirbilimsel gerçeklerin, belli bir kurgu ve hayalî karakterler eşliğinde okuyucuya sunulduğu bir roman türü. En azından kitabın arkasında yazan bu. Hayatımda ilk defa bu tarz bir kitap okudum, hatta bu kitaptan önce böyle bir tür olduğundan bile haberim yoktu. Ama sanırım en sevdiğim türlerden oldu. Temel Tıbbi bilgim bile olmasa da hiçbir türde almadığım kadar keyif aldım. Ki zaten yazar yeterince açık bir şekilde anlatmış her bilinmeyeni. Kitabı okurken kendimi buldum. Delicesine kalbim atarken okudum her satırı. Yeri geldi aşkın hissettirdiği o heyecanı yaşadım, yeri geldi ölümüne korkutan olaylar karşısında ürperdim. Bazen o kadar çok heyecanlandım ki nefes almakta zorlandım. Bazı sayfalar öyle hoş betimlemelerle süslenmişti ki tekrar tekrar okuyasım geldi aynı satırları. Kitap bitince öyle tuhaf hisler karşıladı ki beni. Ağlasam mı, sevinsem mi yoksa merakla bir sonraki kitabı mı düşünsem? Karmakarışık duygular kapladı içimi. Ne kadar sevdiğimi anlatmam gerçekten çok zor benim için. Karakterler bu kadar sıradanken nasıl böyle özel hissettirebilir? En sevdiğim karakter elbette ki Galen oldu, ardından Tesla. Galen... bambaşka bir insan. Kitaptaki en naif karakter belki de. Gerçek olamayacak kadar güzel ve özel. O karakteri okurken keşkeler sardı içimi. Perit ve Aren’i okurkense iyi kiler. İyi ki gerçek olamayacak kadar kurgusal bir kitabın içindesiniz. O kadar basit ve rahatsız edici tiplemelerdi ki sevemedim bir türlü. Tesla ise Galen kadar olmasa da çok sıradışı bir karakterdi. Sınırların ötesinde yaşamayı seven özgür biriydi Tesla. Ama bir o kadar da mantıklı. Şimdi merak ediyorsunuz Türk yazarın elinden çıkan kitap isimleri niçin bu kadar tuhaf diye. Aynı soruyu ben de sordum hatta ilk başlarda Türkçe isim yerine bu tarz isimler konulmasını pek de hoş karşılamadım ne yalan söyleyeyim. Ancak, işin aslını öğrenince isimler hakkında çok yanıldığımı fark ettim. Fazla bahsetmeye gerek duymuyorum çünkü okuyunca anlamanız gerekiyor. Pia Mater aslında bir üçlemenin ilk kitabı. Belki biliyorsunuzdur, 2. kitabı henüz çıktı. En kısa zamanda onu da alıp okuyacağım inşallah. Ancak bir ilk kitaba göre inanılmaz güzel yazılmış. Devamını okumak için içten içe kemiriyor sizi. Ama içime öyle geliyor ki bir sonraki kitapta sevmediğim tüm karakterlere sempati besleyeceğim. Sevdiklerimi ise sorgular olacağım. Umarım sevdiklerim tam tersi duygulara sahip olacağım kadar ters köşeler yaşatmazlar bana. Kitapta sürekli gönderme yapılan 2 başyapıt yer alıyor. Biri Patrick Suskind’in Koku kitabı, diğeriyse Matrix filmi. İkisinden de o kadar çok bahsediliyordu ki keşke kitaba başlamadan önce Koku kitabını okumuş olsaydım diye geçirdim içimden. Matrix filmini zaten önceden izlemiştim ve çok sevdiğim filmler içerisinde yer alır. Ancak nasıl bir tevafuk ki kitabı okumadan hemen önce Matrix filminin ilk bölümünü tekrar izlemek gibi bir his doğdu içime. Ben de açıp izledim. Hemen ardındansa bu kitabı okudum. Bu kitapta Matrix göndermelerini okurkenki şaşkınlığımı tahmin edebiliyorsunuzdur herhalde. Hem yeni izlediğimden dolayı kitaptaki her bir göndermeyi çok iyi tespit edebildim hem de okurken daha çok keyif aldım. Yazarın zaman algısına değinişi, gerçekliğe olan vurgusu ve insanın aklını kurcalayan daha birçok konudaki düşüncelerini okumak bana inanılmaz bir keyif verdi. Bir diğer sevdiğim noktalardan biriyse çok sevdiğim yazarların kitaplarından alınan alıntılardı. Zweig’in Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabı, Rothfuss’un Bilge Adamın Korkusu kitabı, Adams’ın Otostopçunun Galaksi Rehberi gibi çok çeşitli türlerde kitaplardan alınan alıntılara yer verilmişti. Aslında bahsedilecek daha tonlarca şey olsa da daha fazla uzatmamak adına burada bitiriyorum. Kitabı ne kadar sevdiğimi umarım ifade edebilmişimdir. İçinde kendimi bulduğum, tekrar tekrar okumak isteyeceğim kadar değerli bir eser hatta bir başyapıt Pia Mater. Devam kitaplarını okumak için çok sabırsızlanıyorum. İnşallah kısa zamanda okuyabilirim. Puanım elbette ki 5/5. Bu arada, kitabı 18 yaşından büyük herkese öneriyorum. Okuyan herkese teşekkürlerimi sunarım. Hoşçakalın! Puanım: 5/5
Pia Mater
Pia MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 201914,7bin okunma
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.