Gönderi

448 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
KIZIL YÜKSELİŞ || YORUM
#masaldankitaplik Ben bu kitabı 2 yıl önce okumuştum ilk başta. Şu sıralar da gözüme kestirdim yeni baştan okuyayım diye. Sonra bir bakmışım ilk kitap bitmiş. Benim için çok özel bir seridir bu seri. Yeri çok başka. Okumaya başladığımda içimden ağlama isteği doldu nedense. Ben böyle diyeyim, siz anlayın özlemimi. İlk okuduğumdan çok daha fazla keyif aldım kesinlikle. İlk okuduğumda fark etmediğim birçok ayrıntıyı analiz ettim bu kez. İlk okuduğumda ağır bir kurgusu var demiştim yorumlarımda, bilen bilir. Ancak yanılmışım. Kurgusu asla ağır değilmiş, öyle akıcıydı ki sayfalar, 2 günde bitirdim kitabı. Elimden gelse tek günde bitirirdim öyle akıcıydı yani. Belki de o zamanlarda ağır kurgu okumaya alışkın değildim. Şimdi Zaman Çarkı gibi ağır kurgusu olan fantastik serileri okuyunca bunlar hiç de ağır gelmiyor gözüme. Kitapta bu kez okuduğumda birçok yeni ayrıntı çarptı gözüme. Özellikle metaforlarla bezeli kurgusu. Sahi, ilk okuduğumda nasıl fark edememiştim ben bu kadar alegorik bir anlatımı olduğunu hala anlamış değilim. Özellikle Darrow’un çıktığı o cahil ve bihaber toplum Afrika gibiydi benim gözümde. Bu renklere ayrılmış toplum da bizim kast sistemi. Güçlü olanın her zaman haklı olduğu bir dünyanın gerçekliğini apaçık gizler içinde ortaya seriyordu benim gözümde. Ben bu kadar güçlü bir yazım tarzı beklemiyordum ne yalan söyleyeyim. Ancak kitabı ikinci okuyuşumdan sonra yazara daha başka bir gözle bakmaya başladım. İyi ve kötü arasındaki çizgi öyle ince ki hiç beklemediğiniz insanlar hiç beklemediğiniz şeyler yapabiliyor. Kısaca konusundan bahsedip bitireyim o halde. Kitabımız insanlık tarihinin çok çok uzun yıllar sonrasını ele alıyor. İnsanlık artık Dünya’da değil, uzaydaki başka gezegenlerde kolonileşmiş durumda. Bir de toplum renkelere göre kast sistemine ayrılmış durumda. Altınlar en üstte, Kızıllar ise en alt tabakadaki insan gruplarını oluşturuyor. Altınlar sarı saçlara ve altın rengi gözlere sahipken Kızıllar kızıl saçlara ve kızıl gözlere sahipler. Kişi sahip olduğu toplumun rengine sahip. Yani o renklerle doğuyorlar. Bu nedenle renkler arasında geçiş de yok. Yani toplumlar birbirinden çok keskin çizgilerle ayrılmış. Sarışınların insanların en üst mevkide olmalarını ve en özel sayılan insan topluluğunu oluşturduğunu fark edince nedense aklıma Hitler geldi. Safkan yani sarışın olan Almanlar haricinde diğer tüm Almanların geri plana atıldığıyla çok benzerlik taşıyorlardı fikrimce. Yazar bunu düşündü mü hiçbir fikrim yok ama ben çok benzettim. Neyse devam edeyim konuya. Altınlar Kızılları Mars’ı daha iyi bir hale getirme düşüncesini beyinlerine kazıyarak onları gece gündüz demeden hiç uğruna çalıştırıyorlar. İşin aslı ise Kızıllar sadece sömürü kurbanı. Aslında Altın ırkı yüzyıllardır Mars’ta refah içinde yaşıyorlar ancak Kızılların bunun hakkında hiçbir bilgileri yok. Yüzyıllardır bunu bilmeden Mars toprağında binbir zorluğa katlanarak Helyum -3 denen bir gazı çıkarıyorlar. Çalışma koşulları berbat, verilen yemekler ise çok az. Bu arada bu çıkarma işini yapan insanlara da Cehennemdalgıcı deniyor ve Darrow da bunlardan bir tanesi. Hatta en genç Cehennemdalgıcı. Darrow sadece 16 yaşında küçük bir genç. Eşi Eo ise 14 yaşında. Bu yaşların küçüklüğü benim çok dikkatimi çekti. Gelişemeyen toplumlarda insanlar küçük yaşlarda evlenirler genelde. Neyse, Darrow eşinin yasak şarkıyı söylemesi üzerine asılarak öldürülmesiyle başlıyor asıl hikayemiz. Mars’ta yerçekimi Dünya’dakinden çok daha az olduğu için asılan suçlularda asılan kişinin boynunun kırılması için sevenleri tarafından suçlunun bacaklarından çekmesi beklenirmiş. Yani kişinin ölümü sevdiğinin elinden gerçekleşiyor bir bakıma. Öyle üzüldüm ki bu kısımda anlatamam size. Yasak şarkı’nın bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum. Oğlum, oğlum Hatırla zincirleri Altın yönetirken demir dizginleri Biz kükredik ve kükredik Kıvrandık ve haykırdık Uğruna bize ait bir vadinin Daha iyi bir hayat vaadinin Bu şarkı sözleri kitabın vermek istediklerini tam anlamıyla karşılar nitelikte olduğunu belirtmek istiyorum. Yazar gerçekten çok çok düşünmüş bu seriyi yazarken. Üstünde çok çalışılmış ve uğraşılmış olduğunu hissedebiliyorsunuz. Ama sadece distopya değil, fantastik ve bilim kurgu yönünden de çok başarılı bir eser. Bazı kişiler Açlık Oyunları’nın bir kopyası olduğuna dair eleştiriler getirmiş. Açlık Oyunları serisini ben de 5-6 yıl önce okumuş ve çok sevmiştim. Söyleyeceğim tek şey benim için Kızıl İsyan serisi Açlık Oyunları serisinden çok daha başarılı bir distopya olacağıdır. Açlık Oyunları kötü demiyorum kesinlikle, ama bu seri daha özel benim için. Benim gözümde asla biri birinin kopyası değil. İkisi de distopya türünde olduğu için bazı ana hatlarının benzemesi çok doğal. Zaten distopya türünde genelde ezilmiş taraftan çıkan bir kahraman kurtarır dünyayı. Hatta bırakın distopyayı, çoğu türde böyle bu durum. Ben bu seriye bu eleştiriyi yakıştıramam açıkçası. Aynı kulvarda koşsalar bile ikisi de farklı özellikleriyle öne çıkıp kişilik kazanabilmiş yapıtlar benim gözümde. Kısacası ben bu seriye bayılıyorum. Ayrıca kitabın biraz da mizahi tarz içermesi çok daha keyifli kılmıştı bence seriyi. Hüznün yanında ara sıra gülmek gerekiyor ama değil mi. Kızıl İsyan, birkaç yıl sonra tekrar okumak isteyeceğim bir seri. Yaşı büyüklere (küçük yaştakilere biraz ağır kaçabilir ve içerisinde hoş olmayan kavramlar var.) öneriyorum kesinlikle. Lütfen alın, okuyun. Eminim pişman olmayacaksınız. O zaman benden bu kadar sevgili dostlarım. Kendinize çok iyi bakın, sevgiyle kalın. Puanım: ️
Kızıl Yükseliş
Kızıl YükselişPierce Brown · Pegasus Yayınları · 20152,010 okunma
·
80 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.