Herkese selam ve dualarla. Yeni bir kitap yorumu, incelemesi ve eleştirisi ile buradayım. Eleştiri derken sadece kendi kendime konusuyor veya yüksek sesle düşünüyorum diyelim. Hoş ne kadar becerebileceğim onu da bilmiyorum. Çünkü kitapla ilgili kafamda olumlu ya da olumsuz bir çok şey var ve ben bunları nasıl yazıya dökeceğim, neresinden başlayacağım hiç bir fikrim yok. Öncelikle yazarımızı, bir bankacı olmasi hasebiyle o rakamların dünyasından kurtulup böyle bir ortam oluşturduğu için kutluyorum. Sürekli rakamlarla ugraşanlar (bankacı, muhasebeci vs.) Akşamları mesai bitince biraz salaklaşır, normal dünyaya geç dönerler. Askerliğim boyunca uğraştım oradan biliyorum. Ben alışamadim onların da alışabilecegini sanmıyorum. Kitap oldukça hızlı başlıyor. Konu doğrudan ilginizi çektiği için balıklama dalıyorsunuz, okudukca beklentiniz artıyor. Ayni hissi Labirent serisinde de yasamıştım. Ve aniden dibe çakılıyorsunuz. Çünkü yarıyı geçtikten sonra çok sıradanlaşıyor ve gereksiz uzatmalarla karşılaşıyorsunuz. Sanırım kendi kitabımda da bu tam tersi olarak var. Çokca yüzüklerin efendisi az Harry potter esintisi çok net belli oluyor kitapta. Hatta bazı noktalarda esinti kesilip özentiye dönüşüyor. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi de devam ediyor. Bildiğim kadarı ile üç kitaplık bir seri ama ikinci kitabın çıkacağına dair tek bir etkileşim göremiyorsunuz. Bu iyi mi kötü mü derseniz gerçekten hiç bir fikrim yok. Kısmet olur, serinin diğer kitaplarını okursak o zaman karar verebileceğim. Kitabı biraz sembol kabul edince de bazı verilere ulaştım. Sanki bana Göktürklerin Çin imparatorluğuna esir oldukları 50 yıllık dönemi ve Kürşat'in ayaklanmasini hatırlattı. Tabi bunlar benim kitaptan aldıklarım. Yazar ne vermek istedi bilemem. Umarim kendisi ile yüzyüze görüşüp bunu sorma firsatım olur. Anlatım olarak oldukça iyi ve bölümlerin ayrılması okumayı kolaylaştırmakla birlikte kurgu ve verilen haritada bazı eksik ve delikler var gibi geldi bana. Eminim biraz daha detaylı anlatılsa bunlar giderilebilir. Özellikle harita bence yetersiz. Hiç konmasaydı en azından okuyucuya kilit vurmazdı. Olayların geçtiği zaman konusunda da bazı ufak tefek sıkıntılar var. Mesela bir yerde iki gün geçerken aynı süre diğer yerde dört gün gözüküyor. Bunlar zamanla düzelecek göz ardı edilebilen küçük takılmalar. Elbetteki kurcalayıp üzerinde konuştukça daha fazla eksi ya da artısını buluruz. Genel okuyucu kitlesi için iyi bir kitap. Yormuyor, kurgu ve konusu da talep gören türden. Ikinci kitap için beklentilerim yüksek. Konu olarak kısaca; Al'lar halkında isim almayı hak edemeyen gençlerin ölüme terkedildiği bir kale ve babası tarafından valiaht olmaktan azledilen prensin hakkını ararken bu çocuklarla kesişen yolu diyebiliriz. Tahminimce 1200 yıl oncesi tarihe denk gelen bir zaman da geçiyor. Hayal gücü büyük, gerilimi yüksek ve her yaştan insanın zevkle okuyup etkileneceği bir kitap. Hayalî bir dünyada hayali bir zaman ve hayali varlıklar arasında geçtiği için çok fazla bilgi içeriği yok. Boyle bir kitabı edebiyatimiza kazandırdığı için Emre Alpan İnan Beye teşekkür ediyoruz. Umarız seri bitince daha iyi bir yerlere gelir. Buraya kadar okuma sabrını gösteren herkese ayrıca teşekkür ederim. Bir sonraki yorumda görüşmek üzere hoş ve esen kalınız.

İsimsizler KalesiEmre Alpan İnan · Doğan Kitap · 201814 okunma

··

81 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Uğur Ukut