Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

120 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bir nesnenin, bir bireyin kendine özgü olan, onu başkalarından ayıran temel belirti, onun davranışlarını belirleyen, tutumunu şekillendiren ham özellik karakterdir. Bu insani kıstas, kalıtımsal şekliyle sahip olduğumuz, nesneyi ötekinden ayırt edilmesini sağlayan varyasyondur. Bireysel karakter doğuştandır.Bilinç işte bu ham karakterimizin salkım eseridir. Schopenhauer'e göre istenç özgür değil, istenç zorunlu bir nedenselliğin ürünüdür. Bir insan istiyorsa, demekki o insan bir şeyi istiyordur. İstenç edimi ise her daim bir nesneye yönelmiştir, isteğin oluşması karşı nesnenin varlığından ileri gelir. Öznenin istenç edimi, öteki şeylerin bilincine ait bir nedenin sonucu olarak ortaya çıkar. Bu bağlamda istenç edimi nesneye yöneliktir ve nedenseldir. Burada karşımıza çıkan "istencin kendisi özgür müdür?" sorunsalıdır. Doğuştan sahip olduğumuz karakterimiz, görgül karakterimize eklenen tecrübeler, karşımıza çıkan "irade koymamız" gereken olgular bizi özgür seçime yöneltir. İstediğimi yapabilirim ve böylece özgürüm demek bir yanılgıdır. Çünkü istemenin salt kendisi özgür değildir. İnsan ne isterse her zaman onu yapar, lakin bunu zorunlu olarak gerçekleştirir. Anlık, karakter ve görgül bilgi yeteneği güdülerin sadece aracıdır. İstenç kendi doğasına uygun biçimde, daha amiyane tabirle bireyin karakterine göre seçim yapar. Maddesel karaktere göre şekillenmiş bilincimiz, dışşal faktörler ve güdülerimiz eşliğinde, nedenselliğin kucağımıza bıraktığı bir neden-sonuç ilişkisine girerler. İstencin oluşumu bir nedene bağlıdır. Yani determinizm ilkeleri burada da işler. Simon-Pierre Laplace'a göre kainatta elimizde yeteri kadar veri olabilse, örneğin demir paranın havaya atıldığında; hava koşulları(rüzgar,devinim vb), paranın atım kuvveti, yer çekimi gibi verilere bütünsel manada hakim olabilirsek, para yere düştüğünde yazı-tura gelebileceğini yere düşmeden bilebiliriz. İnsan beyninde de bütün verilere şimdilik hakim olamasak dahi, bir eylemi yapabilme noktasında irade mekanizmamız düşüncesel noktaya gelmeden karar vermiş olduğumuz gerçeğini bilim bizlere göstermektedir. Lakin bütün evrenin insanın nuru hatırına yaratıldığını düşünen, cennet ve cehennemin varlığına inanan, ebedi hayata özlem duyan varlığımız, kendisine bu denli özel hisseden insanoğlu saf özgürlüğüde kendisine layık görmüş olması pek doğal. İstenç ya da irade özgür değil ancak zorunlu bir neden olarak tanımlanabilir. Schopenhaur, birey istencini nedensellik ilkesine ve determinizm üzerinden irdelemiş. İstenç özgür bir neden değil, sadece zorunluluk ürünüdür. İnsan özgürlük yanılsamasıyla nedensellik zincirinden sıyrılabileceğiyle avunur. Oysa İrade yetisine Tanrı bile sahip değildir; insanı yaratmak için bir "nedene" ihtiyaç duymamış mıdır? Evrende, determizim tek geçer akçedir. Okuyun işte caz yapmayın.  
İstencin Özgürlüğü Üzerine
İstencin Özgürlüğü ÜzerineArthur Schopenhauer · Öteki Yayınları · 1998139 okunma
·
171 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.