Gönderi

240 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Yusuf Yusuf dedikleri, birkaç beyle birkaç mermi...
Üç saattir incelemelerde eleştirel bir satır, bir fikir hatta bir kelime arıyorum... Arıyorum ki, kitapla ilgili yakın bulduğum bir görüşü repost edip şu satırları şu sıcakta yazma yükünü üzerimden atabileyim... Yok maalesef, olmadı... Bunun pek çok nedeni olabilir tabii... Ancak Kuyucaklı Yusuf özelinde bu hayranlığa, bu müthiş etkilenmeye baktığımda neyi atladığımı, neyi kaçırdığımı, nerede yanlış yaptığımı gerçekten çok merak ediyorum... Çok da uzatmadan birkaç soru sorup, birkaç beylik laf edip, kitabın parıl parıl parlayan inceleme havuzuna benim gibi gelenlere yalnız olmadıklarını hissettirecek birkaç not düşüp sonlandıracağım... İlk soru çok basit; acaba Sabahattin Ali'nin kendi yaşam hikayesine olan saygımız, eserlerini değerlendirirken biz okurları çok mu etkisi altına alıyor? Edebiyat dünyasında neredeyse 10 yıldır gölgesinde yaşadığımız Sabahattin Ali miti, Sabahattin Ali'nin dahi üzerine çıkmış ve hepimize en tepeden parmak sallıyor olabilir mi? İncelemelerin birinde Sabahattin Ali'den Türkiye'nin Dostoyevski'si olarak bahsedilmiş. Ancak neden böyle olduğuna dair ilave tek bir cümle yok. Karşılaştırmanın zemini nedir mesela? Popülerlik mi? Üslup mu? Düşünce şekli mi? Yaşam tarzı mı? Ele aldıkları konular mı? Roman karakterlerinin benzerliği mi? Nedir bu benzerliğin sırrı? Peki senin cevabın nedir derseniz; bence iki yazarın arasında edebi anlamda ortak nokta yok denecek kadar azdır. Konuyu uzun uzun detaylandırabiliriz ama ben tek bir örnek verip kapatacağım bahsi... Örneği bir soruyla vereyim; Kitabı bitirdikten sonra Yusuf'u ne kadar tanıdınız? Tanımaktan kastım, Yusuf'un nerede yaşadığı, fiziksel görüntüsü, ne iş yaptığı falan değil. Kim bu Kuyucaklı Yusuf? Kitabın son sayfasına geldiğinizde bu sorunun cevabı ne kadar karşılık buldu içinizde? Peki o zaman diğer sorumuza geçelim; Raskolnikov'u ne kadar iyi tanırsınız? Kimdir bu Raskolnikov? Cevabı size bırakıyor ve artık kitaba geçiyorum... -------------------------------- Bu incelemeyi yazmamın tek bir amacı var aslında... Biraz sorgulamak, tartışmak istiyorum. Kitabı beğenir ya da beğenmeyiz çok da önemli değil... Ancak şu sorunun cevabı önemli bence... Bir yazarı popülerleştirerek ve sürekli o yazarı insanların gözünün içine sokarak kitleleri yönlendirmek ve beğeni mekanizmasını etkilemek mümkün müdür? Sorunun cevabını bilmiyorum, o yüzden sorgulama dedim ya başta... Konu edebiyat olduğu için bir yazar üzerinden sorguluyoruz... Eğer bu sorunun cevabı EVET ise o zaman siyasetinden reklam dünyasına, hazır tüketimden fikir üretimine kadar her şeyi içine alan çok geniş bir daire içerisinde gerçekten ciddi problemlerimiz var demektir... Çok abarttığımı düşünenler olabilir. Belki de haklıdırlar, gerçekten de abartıyor olabilirim ancak Kuyucaklı Yusuf romanı hakkında hem bu platformda hem de başka yerlerde yazılanları okudukça ister istemez az önceki soruya dönüp dönüp duruyorum... ---------------------------- Bu bölümde tedbirli olmak adına bir SPOILER uyarısı bulundurmakta fayda var... Zenginler, yoksullar, ağalar, paşalar, beyler ve tabii ki merkezde hikayesi varmış gibi görünen ama aslında olmayan bir aşk mevzusu... Arkadaşlar şu romandan Türk edebiyatında 400 tane falan vardır... Koca Yeşilçam bu hikayeler ile beslendi 20-30 yıl... Şimdi ise televizyon dizileri besleniyor aynı hikayelerle... Kuyucaklı Yusuf romanını biraz güncellesek ortaya birinci sınıf bir ATV dizisi çıkmaz mı? * YUSUF, oto sanayide çalışan vakur ve yakışıklı genç. (İsmail Hacıoğlu) * ŞAKİR VE BABASI, her türlü rezilliği yapabilen holding patronları. (Kaan Urgancıoğlu - Rana Cabbar) *ŞAHİNDE, gözü zenginlik ve şaşada olan kötü kadın. (Esra Dermancıoğlu/ Nebahat Çehre arası birşey) *MUAZZEZ, evin saf ve yüreği sevgiyle ışıl ışıl parlayan genç kızı. (Hazal Kaya) *SALAHATTİN BEY, çocuklarına düşkün, etliye sütlüye karışmayan, ahlaklı ve kırılgan baba. (Altan Erkekli) İşte ayaküstü cast'i de hazırladım kendimce:) Gözünüzde bir miktar canlandırmanız yeterli... Her şey yerli yerine oturacaktır... -------------------- Hadi işin bu tarafını bir kenara bırakalım... Kitapta müthiş bir bürokrasi eleştirisi olduğundan, devlet kurumlarındaki kokuşmuşluğa karşı taşlamalar falan yapıldığından bahsediliyor yorumlarda... Bürokrasi eleştirisi dedikleri şey bir cinayette kolluk kuvvetlerinin rüşvet alıp zengin fabrikatör oğlunun lehine hareket etmesi ve cinayeti örtbas etmesi... Bir de ölen kaymakamın yerine atanan alemci, sapık bir kaymakam profili var... Yusuf'u sevmediği için onu masa başı işinden tasfiye ederek daha zor bir görev veriyor... Hani hayatımızdan Kafka diye bir yazar geçmemiş olsa bürokrasi eleştirisi deyince aklımıza Kuyucaklı Yusuf gelecekti demek ki... Buradan farklı bir konuya geçiyorum hemen... Öyle bir kitap düşünün ki, bir erkek, bezini bağlayıp altını değiştirdiği bir bebekle, o bebek 15 yaşına geldiğinde evleniyor... Ve bunu da güya kız kötü insanların eline düşmesin diye bir çeşit namus meselesi motivasyonuyla ve fedakarlığıyla yapıyor... Evliliği boyunca uyuyan karısını seyretmek dışında karısına dair hiçbir inceliği, bir paylaşımı veya ortak hayatlarına dair bir planlaması yok... Neden sevdi belli değil. Neden evlendi belli değil. Madem evlendi neden karısına ve dünyaya karşı bu kadar kayıtsız belli değil. Ve gelelim finale... Bu dillere destan erkek karakterimiz, tüm bu nedensiz davranışlarının, kayıtsızlığının, ifadesizliğinin hatta ilgisizliğinin (evlilik boyunca Yusuf'un gözünde evdeki masayla Muazzez arasında bir fark göremedim ben) bir sonucu olarak, genç ve hayattan beklentileri olan eşinin kendinden uzaklaşmasına ve annenin de etkisiyle savrulup gitmesine neden oluyor... Ancak o koskoca KUYUCAKLI YUSUF olduğu için bu durumu kaldıramıyor ve karısı da dahil herkesi öldürüp bilinmezliğe karışıyor... Alın bir de kadın cinayeti çıktı karşımıza... İşte bu noktada şunu soruyorum kendime; hadi okurlar kitabı edebi olarak çok beğendiler ve Sabahattin Ali'ye toz kondurmak istemiyorlar, peki Yusuf karakteri hakkında da mı bir eleştirileri yok? Kitabı göz yaşları içinde bitirdiğinden bahsedenler var... Peki kimin için akıyor bu göz yaşları? Kardeşiyle evlenip sonra onu dünyada bir başına bırakıp bir de üzerine öldürdüğü Yusuf için mi? Özellikle Twitter'da profil görsellerine 'İstanbul Sözleşmesi Yaşatır' halkalarını büyük bir gururla takan kadın okurlarımıza soruyorum bu soruyu? -------------------------- Değerli okur dostlarım, amacım insanların beğeni ve düşüncelerine saygısızlık etmek değil tabii ki... Ancak, elimizdeki kitabı önce salt bir edebi eser olarak; sonra da yazarı, yazarın kişisel yaşam öyküsünü ve ülkemizde esen rüzgarı da hesaba katarak değerlendirdiğimizde neredeyse bir sosyal deney konusu olacak kadar pek çok çıkarım yapabiliriz... Olayların peşi sıra anlatıldığı, içerisinde çok seyrek düşünce kırıntıları olan, karakterlerin altının yeterince doldurulmadığı, yine karakterlerin sürekli kendi içinde çeliştiği, bazı karakterlerin neden kitaba dahil edildiği ciddi ciddi sorgulanması gereken (sahi, Kübra ve annesinin işlevi neydi bu eserde? Olay tecavüzü anlatmaksa kısa bir diyalogla yapılabilirdi bu. Neden bu kadar tantanaya ihtiyaç duyulmuş acaba?) bir eser için Türk edebiyatının zirvesiymiş gibi yorumlar okumak açıkçası üzerimde buruk bir tat bıraktı... Sürçülisan ettiysek affola. Herkese keyifli okumalar dilerim...
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yakamoz Yayıncılık · 2019175.9k okunma
··2 quotes·
1,080 views
Bu yorum görüntülenemiyor
e okurunun profil resmi
Kuyucaklı Yusuf'u önceden okumuş ve çok da beğenmiş biri olarak söylüyorum ki(belki haddime değil ama olsun) harika bir inceleme olmuş. Bu platformda hep övgülere değil, bazen de yapıcı eleştirilere ihtiyacımız var. Kitabı farklı bir bakış açısıyla değerlendirip bana da bu bakış açısını tanıma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim :)
Necip G. okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim. Okuduğumuz kitaplardan bize kalanları paylaşmak, farklı fikirleri bir araya getirmek hepimizi besleyen, bakış açımızı zenginleştiren bir durum. Sizin de samimi bir şekilde bunu dile getirmiş olmanız çok değerli. Keyifli okumalar dilerim.
1 next answer
Ömer okurunun profil resmi
Yusufla Muazzezin malum ilişkisi midemi bulandırdığı için kitap hakkında tamamen objektifim diyemem ama benim için de çok büyük hayal kırıklığıydı. Güzel yazmışsınız, elinize sağlık.
Necip G. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Ömer bey, enteresan bir ilişkiydi ama daha garip olanı bu kadar büyük bir aşka karşılık gelebilecek tek bir somut olayın yaşanmamasıydı bence. Keyifli okumalar dilerim...
Esther. Sema okurunun profil resmi
Necip abi öncelikle eline emeğine sağlık. Sabahattin Ali'nin şiirleri oldukça başarılı öykülerini okumadım İçimizdeki Şeytan benim için apayrı bir öneme sahip. Ancak bu kitaptan önce okuduğum Kürk Mantolu Madonna benim için tam bir hayal kırıklığı idi. Okuduğum zaman baya yaşım gençti hatırlamıyorum ama bu kadar popüler değildi henüz. Üzerine bunu okudum ve tam tersi şekilde ve sonuna kadar katıldığım bir yeşilçam senaryosu okuduğumu sanmıştım. Hani batılı tarzı da Anadolu tarzı da evet kendince güzel yorumlamış dedim. Ancak beni etkileyecek bir şey bulamadım. Üzerine yazılan incelemelerden daha çok etkilendim:D Kitabı çok net hatırlamıyorum sadece insanların beğenerek okuduğunu görünce şunları soruyordum kendime 1) Ben yıllar önce çok kitap okumadığım dönemde bunu okudum ve etkilenmedim acaba bende mi bir sorun var yoksa anlamayarak mı okudum? 2) Kitabı unutmuşsam şimdi okusam etkilenir miyim? Ama o zaman bile etkilenmediğim kitap şimdi beni nasıl etkilesin? Tekrardan emeğine sağlık:)
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Sema:) Hemen ilk soru hakkında birşey söylemek isterim. Bence bu kitabı 'anlamayarak okuma' ya da 'okuduğunu anlamama' gibi bir durum söz konusu olamaz. Çünkü gayet açık, peşisıra olayların anlatıldığı, ekstra dikkat harcamaya gerek olmayan bir eser. Senin genellikle okuduğun diğer kitaplar ve yazarlarla kıyaslandığında belki de okuma kolaylığı açısından başı çeker:) O yüzden kitaptan etkilenmediğin seçeneği bence çok açık... Ha tam tersi de olabilirdi. Yani bu kitap bir okuru fazlasıyla etkileyebilir de... Ancak yazarı devre dışı bıraktığımızda etkileyen bir kitap, yazarı da dahil edince başka bir yere evriliyor ve bir zirve esermiş gibi yorumlanıyor. Benim de eleştirdiğim nokta aslında tam olarak burası... Beğeni mekanizması nasıl çalışıyor? Okur kendisi mi karar veriyor yoksa yönlendiriliyor mu? Katkın için tekrar teşekkür ederim, keyifli okumalar...
ssuhedacaa okurunun profil resmi
Bu eseri okumak için biraz geç kaldığımı düşünmüştüm lakin pek bir katkısının olmadığını düşünerek şimdi okumasam da olurmuş diyorum. Kardeş gibi büyüyen Muazzez ve Yusufun aşka dönüşen ilişkileri, Kübra ve annesinin varlığı ve sizinde belirttiğiniz gibi daha pek çok şey bir tek bana anlamsız gelmiş olamaz diye incelemelere baktım ve bu kadar beğenilmesini hayretle karşıladım .Yazdıklarınıza tümüyle katılıyorum, böyle bir eleştiriyle karşılaşmak eserle ilgili düşüncelerim hakkında yalnız olmadığımı-olmadığımızı göstererek beni gerçekten mutlu etti.Benim gibi kitabı okurken, acaba bu eserde ne buldular da bu kadar övdüler diyen tüm 1k üyereri adına teşekkür ediyor ve kaleminize sağlık diyorum🍀Bir kez daha her çok övülenin tüm bu övgülere layık olmadığını farketmiş oldum.
Necip G. okurunun profil resmi
Ben de böyle güzel destek yorumlarıyla karşılaştıkça gerçekten çok mutlu oluyorum. Çünkü aşağı yukarı sizinle aynı yoldan geçtim kitabı bitirdiğimde. Benzer duygu ve düşünceleri hissettim. Tüm bu satırları yazmaya beni iten motivasyon da bu oldu, yani kendi düşüncelerimin karşılığını görememek. Bu vesileyle, bu kitap özelinde benzer fikirlere sahip başka okurların da olduğunu bilmek, harcanan zamanın verimli bir şekilde geri dönmesi açısından mutlu ediyor beni... Teşekkür ederim, vakit ayırdığınız için... Keyifli okumalar...
Yılmaz Yavuz okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Siz çok daha ayrıntılı anlatmışsınız ortak düşüncelerimizi. Sanırım büyük bir yazarın çok satan bir kitabını eleştirmeye insanlar korkuyor. Sürünün kabul ettiğini kabul etmek takdir görüyor. Ama bana ya da size göre olmayınca olmuyor işte. Karakterde bir türlü bana geçmeyen bir şeyler var.
Necip G. okurunun profil resmi
Önemli olan yazarın veya kitabın büyüklüğünden bağımsız olarak, o kitaptan bize kalanları paylaşabilmek bence... Böylece gözden kaçırdıklarımızı da keşfetme şansımız oluyor... Ve dediğiniz gibi, bazen de olmayınca olmuyor gerçekten...:)
Bahar okurunun profil resmi
Eylül ayında okuyayım ben bunu. Daha önce hiç Sabahattin Ali okumadım, negatif bir yorumun bana okuma motivasyonu vermesi tuhaf. Sanırım benim için bu da ilk oluyor. Elinize sağlık
Necip G. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Bahar hanım. Bu tarz bir yorumun sizi okumaya yönlendirmesi tuhaflıktan ziyade sizin ne kadar iyi bir okur olduğunuzun göstergesi bana göre:) İnceleme ve yorumlar, okuma öncesinde veya sonrasında kendi fikirlerimizi ve kitabın etkisini karşılaştırmak adına önemli bir katkı sunuyor... Ancak yine de kitabın kendisinin her okura söyleyeceği farklı bir şey mutlaka vardır. Eğer olur da kitabı okursanız, sizin de kitap üzerine düşüncelerinizi birkaç satır da olsa okumayı çok isterim... Keyifli okumalar dilerim...
2 next answer
Nefise okurunun profil resmi
Ellerinize sağlık. Bu kadar uzun bir inceleme yazısı okuduğum nadirdir. Kitabı ben de yeni bitirdim ve bahsettiğiniz şeyleri gördüm. Yeşilçam benzetmesi de ilk aklıma gelenlerdendi. Hep bir yerlerde sanki bizim doldurmamız gereken boşluklar vardı. Aşk var gibi de ama asıl gayemiz bu değil. Ortada bir Yusuf var ama bu Yusuf niye var? Roman boyunca aşk, devlet, yaşam amacı gibi konuları daldan dala atlayarak okuduk ve sondaki cinayet de cabası. Tekrardan elinize sağlık.
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkürler Nefise hanım... Boşluklar konusuna kesinlikle katılıyorum... Belki Seyfettin bey ve Şahinde'yi bir kenara ayırabiliriz. Ancak özellikle Yusuf, Muazzez, Kübra ve annesi gibi karakterlerde çok ciddi boşluk ve çelişkiler var bence de... Konu geçişlerinde de benzer sorunlar var... Kitabın merkezinde ne var hala anlayabilmiş değilim. Aşk mı, bürokrasi mi, insan ilişkileri mi, zenginlik-yoksulluk mu? Bunların cevabını bulamadım maalesef... Katkınız için tekrar teşekkürler, keyifli okumalar...
7E8N okurunun profil resmi
Güzel sorular, güzel bakış açıları, güzel eleştiriler.
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Eren bey, keyifli okumalar...
27 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.