Eğer herşey daha farklı olsaydı içinden bir Historical romanı çıkacak kadar hikayeye sahip fakat üç kişilik yaşanan bir evlilikle hazin bir sonla aramıza veda eden Diana’yı okudum. Kitabı okurken kadın olarak her bir sessiz çığlığını duydum, her isyanına hak verip, baş kaldırmadığı için kimi yerde kızdım. Diana’ yı küçük yaşından itibaren saran huzursuzluk 19 yaşına gelip Prens Charles ile yakınlaşmasıyla pig noktasına ulaşıyor. Huzur olmayan bir ortamda yetişen bu genç kız, bir cenaze töreninde Charles’ ın üzgün görünümüne vurulup onun yanında olması gerektiğini düşünüyor. Ondan sonra Charles’ tan gelen davetler, tur teklifleri kendini bir masalın prensesi olacağına inandırıyor. Oysa ki toyluğun vermiş olduğu bilgisizlikle etrafında dönen entrikaların onu kraliyet ailesininve yasak bir aşkın kurbanı yapacağını bilmiyor. Kitabı süper bir okuma grubuyla okuduk. Nefret ettik, üzüldük, ağladık, sövdük. Bütün duygularım harap oldu. Çünkü Diana gibi naif bir kadının, sade ve sadece kocasının sevgisini ve ilgisini istemesiyle evliliği boyunca sürekli yalnız bırakılmasına içerledik. Hikayenin sonunu hepimiz bilsekte, bu kitap Diana’ nın toplumdaki yeriyle ilgili samimi düşüncelerini, evrensel görüşünü, genç bir kızdan olgun bir kadına dönüşme sürecindeki yalnızlık dolu itiraflarını ele alıyor. Kitabı okuduktan sonra aynı adı taşıyan belgeleselini de izlemenizi tavsiye ederim. Çünkü kitapta itiraf ettiği bir çok sırrı kendi sesiyle duyduğunuzda tamamlanmış hissediyorsunuz. Diana’ nın içinizi cız ettirecek bu hikayesini herkese tavsiye ediyorum. Addio..

DianaAndrew Morton · Yakamoz Yayınları · 2020142 okunma

·

122 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Booknevertheless