Çağımın öte yanında duran
yırtık takvim kaldı şimdi elimde
kullanışsız fakat tarihe inat vicdanlı
sahi vicdan zaten tedavülden kalkmadı mı?
Ufalandığım yerden dökülüyor
masum çocuğun yüzünü koyup ağladığı
asrımın bitli yorganı
Kim sevdiğimi söylüyor Humeyniyi
ya da Jack daniels'ı
Güvencim kalmadı artık
ortasından yaşadığım kutsallara
Beş vakit tanrıya çağırıp
Aç olan komşusuna perdeyi kapatan çığırtkan imama
Devletin hudut tanır tel örgülerine
Artık inancım kalmadı.
Siz inançtan ne anlarsınız?
Başak da volta atmıyor
yalnız tepiniyor artik
Zihnimin karanlık koridorlarında
Sahi siz Başak'ı tanır mısınız?
Ha bir de Tom amcam vardı benim
Dünyada kalan sadakatin son kırıntısı
Benim artık sığınacak bir Tom amcam da kalmadı
Bilirsiniz siyahlara hürmeti yoktur faşistlerin
Budur esirgenen ve bağışlanmayan merhamet tecellisi hayatın
Tarihten daha kirli artık devlet
Bunu sayın başkanlara anlatın.
Gidip de varamadığım
Dönüp de bulamadığım her şey acı
Acı diyorum
Siz acıdan ne anlarsınız?
Yırtılan takvim yapraklarını oksamaktan ne anlarsınız?
Bay Hiç kimse ben olmuşum
Dünyanın en yaşlısı,bırakalım kendisi sansın.
Tereddütle dönüyor dünya
Ben tutmuşum bir çiçeğin kalbini öpüyorum
Evet bu bir direniştir
Koparttığınız çiçeklerin öcünü
ancak böyle alabiliyorum
Başımı okşayan herkesin eli kirli
Kalbi modernitenin atık yuvası
Harcı ve tapındığı
Neoliberal para politikası
Şimdi kalbi çiçekle birlikte atan kısa bir soluğum ben.
Yer kürenin içinde
Ağacıyla kavgalı kırık bir dal
Ha düştüm ha düşeceğim
Bunun sonu artık
Haykırıyorum size duyan yok mu
Bunun sonu artık
Yalnız kan ve boran...