Selçuk Baran... Ne yazık ki edebiyatımızda hak ettiği ilgiyi, değeri göremeyen, günümüzde bir avuç okur tarafından ismi yaşatılmaya çalışılan güzel kadın, eşsiz kalem... 1933 yılında dünyaya gelen Baran, aslen bir hukukçu. Haziran kitabı ile 1973 TDK Öykü Ödülü'ne, Anaların Hakkı kitabı ile 1978 Sait Faik Hikaye Armağanı'na, Bozkır Çiçekleri ve Bir Solgun adam adlı kitapları ile de Milliyet Yayınları Roman Ödülleri'ne değer bulunan Selçuk Baran, edebiyatımıza, öykü, roman, oyun, günlük ve mektup türlerinde eserler kazandırmıştır. Tan Yayınları tarafından 1984 yılında basılan Kış Yolculuğu kitabında yer alan bir öykü olan "Türkan Hanım'ın Ölümü", daha sonra Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Dramaturgi Arşivinde 2.2.1989 tarihli, 36 nolu, daktilo edilmiş bir oyun dosyası halinde bulunmuştur. 27 Mart 1990 tarihinden itibaren Ankara Devlet Tiyatroları Şinasi Sahnesinde sergilenmeye başlayan oyunun metninin ne zaman kaleme alındığı ise maalesef bilinemiyor. Bahanur Garan Gökşen tarafından titizlikle hazırlanan bu baskıda ise, eserin hem oyun hem de öykü halini okuyoruz. İki eser, sanılacağı gibi aynı içeriğe sahip değil,en basitinden anlatıcılar farklı mesela. Yazarın ustalıkla kullandığı dili, metaforları ve ironileri oldukça çarpıcı bir şekilde eserde yer buluyor. Kendine has üslubu ise tartışılmaz bir gerçek. Kahramanımız, kitaba da ismini veren, kırk üç yaşında, güzel, alımlı, kendine güvenen, çevresindekileri kolaylıkla etkileyen Türkan Hanım... Ancak sıradan bir kadın değil bu bizim Türkan Hanım. En büyük zevki antikalarını temizlemek ve evine gelen misafirlerine kokteyl hazırlamak olan Türkan Hanım'ın en büyük tutkusu ise klasik müzik. Evinin perdelerini hiç açmayan, evinden dışarı hiç çıkmayan ama misafir ağırlamaya bayılan bir ev kuşu. Lakin evine kabul edeceği her misafire minik bir şart koşar Türkan Hanım : Kendisine bir ölüm hikayesi anlatma şartı... Öykü güzel, oyun güzel, yazar güzel... Geçmişimiz özümüzdür,okuyunuz,okutunuz efendim... ***Günah, ayıp bir şey değildir; çıldırtıcı bir düştür. ***Dostlukların en güzeli, insanların yalnızca yan yana oturmaktan bile tat aldıkları, gerektiğinde susuşların da değerlendirilebildiği ilişkilerdir. ***Antikalarımın tozlanmalarına nasıl izin vermezsem, ölümlerimi de unutuşun küllerine terk edemem. Bütün ölümleri belleğimde, oldukları gibi taptaze saklarım. ***Saygınlık, dostluk, aşk. Fiyatını ödeyebilecek güçteyseniz hepsi sizin olur.

Türkan Hanım’ın ÖlümüSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2020122 okunma

·

187 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Seda