Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

249 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
More'un Hayatının ve Utopia'nın Özeti
Önce yazarın hayatının kitaptan çıkardığım özetini paylaşıyorum, devamında ise kitaptaki ayırıcı özellikleri sıralayıp ara ara fikirlerimi de katacağım: Thomas More Hakkında İlk İngiliz sosyalist olduğu söylenir. Utopia’yı 1516’da yazdı. O zamanlar İngilizler çocuklarını eğitim için başka bie ailenin yanına verirlerdi. 12 yaşında, 4 sene okul okumuş olarak bir sene boyunca babasının bir arkadaşında kaldı ve kendini geliştirdi, bu kişiyi Utopia’nın başında övmüştür. Zekası o zamandan belliydi. Birilerinden Yunanca ve Latince öğrendi, bu dillerden çeviri yaptı. Akademide kalıp bu uğraşlarını sürdürmek istiyordu, ama babası onun kendisi gibi yargıç olmasını istediği için hukuk okudu ve 23 yaşında baroya atandı. Çok başarılı ve iyi bir yargıç olarak ün saldı. Fakirlerle konuşur, davaları hızla çözerdi. Öyle ki onun zamanında bekleyen dava kalmadığı söylenir, hakkında yazılmış övücü bir şiir bile vardır. Onun aklında rahip olmak da vardı, manastır hayatına çok ilgi duyuyordu hatta birçok rahibin aksine, rahip olmak için yıllarca oruç tutarak, az uyuyarak ve kendine acı çektirerek hazırlık yaptı. Bilmediğimiz nedenlerle bu fikrinden vazgeçti. Çok yakın dostu Erasmus aşık olduğunu, ve iffetsiz bir rahip olmaktansa iffetli bir koca olmayı yeğlediğini, bu yüzden vazgeçtiğini söyler. Ama çevirdiği bir kitapta olduğu gibi belki de halkın içinde yaşamanın Tanrıyı, halktan kopmuş bir şekilde manastırda yaşamaktan daha memnun edeceğini düşünmüştür. Başarılı yargıçlığı kralın ilgisini çeker, kral More’u zorla yanına alır ve zamanla devlet kademelerinde yükselir. 2 sene, çok yüksek bir mevki olan Lord Challangor’lık yapar. İstemeyerek yaptığı bu görevden ayrıldığında çok sevinir. Hayatını dingin, insanlardan uzak, Tanrı’yı ve ölümü düşünerek huzurla geçireceğini sanır ama öyle olmaz. Mevkisi olmamasına rağmen halkın gözünde hala otoritedir. Karısını boşayıp başka bir kadınla evlenmek isteyen kral 8. Henry, buna izin vermeyen papayı papalıktan atarak kendini papa ilan eder. Bunun için önde gelen kişilerden onay alır. More koyu bir Katolik olarak bunu uygun bulmaz ve bir açıklama yapmaz. More o kadar ünlüdür ki açıklama yapmaması da ses getirir ve kral ondan tasdik ister. More kabul etmez ve hapse atılır, 1,5 yıl hapisten sonra da idam ettirilir. Utopia’dan başka dini alanda birçok kitabı, reddiyesi vardır. Aile hayatı çok ünlüdür, evi çok mutlu bilinir. Hatta ailesi hakkında bir kitap yazılmıştır. Hep gülümseyen şakacı biridir, evde çıkan anlaşmazlıkları hemen çözer. Çocuklarını çok sever ve onlarla çok ilgilenir. Kızlarını çok iyi eğitmiştir; kızlarının bilgisi ve zekası, bu konuda şüphede olan yakın arkadaşı Erasmus’u kadınların da eğitilmesi gerektiğine ikna eder. More, aşık olduğu kadın ortanca kız olduğu için onunla evlenirse ablası üzülür diye onu bırakıp ablasıyla evlenmiştir. Karısına da çok şey öğretmiştir. Şakacı kişiliği ve katolikliği nedeniyle Utopia’yı bir ideal devlet önerisi değil büyük bir şaka olarak ele alanlar vardır. Kitaptaki Önemli Noktalar Utopia adlı ülkede 5 yıl kalmış bir gezginden ülkeyi anlatıyor. Fazla sıkı bir düzen olduğunu düşünüyorum, yemek saati var, oturma düzeni var erkekler duvar boyunda kadınlar karşılarında oturuyor, gençler yaşlıların yanında oturuyor. İnsanların en fazla iki iş öğrenmesine izin veriliyor . Çok eşitlikçi bir toplum. Mülkiyet yok, her şey herkesin. Evler 10 yılda bir kurayla değiştiriliyor.İsteyen evinde de yiyebiliyormuş ama kimse bunu tercih etmiyormuş çünkü toplu yenilen yemek daha güzelmiş. Akşam yemeği sindirilmesi için uzun tutuluyor, müzik eşliğinde yeniliyor. Günde 6 saat çalışılıyor, 3 saat öğleden önce ve 3 saat de sonra. Arada iki saatlik mola var, yemek de yeniliyor. Herkes aynı boyasız desensiz kıyafeti giyiyor, hatta devlet başkanları ve din adamları bile kıyafetten ayırt edilemiyor, önlerinde gezen adamın elinde mum vb. Taşımasından ayırt ediliyor. Sadece evli/bekar ve kadın/erkeklerin kıyafetlerinde farklılıklar var. Kadınlar kocalarına, çocuklar anne babalarına uyuyor. Çiftçilik köylerde bizdeki askerlik gibi herkesin sırayla yaptığı bir şey. İki sene herkes bu görevi yapıyor, orada da bir düzen var. İnsanlar sülale olarak yaşıyor, ailenin reisi aklı başında olan en yaşlı erkek oluyor ve yemekleri o ambardan eve getiriyor. Yemekler parasız, aile reisinin ihtiyacını söylediği kadarı direkt veriliyor. Kölelik var: suçun cezası olarak, farklı ülkelerde idama mahkum edilen insanların gelmesiyle ya da çok fakir insanların kendi istekleriyle gelmeleriyle (bunlara çok iyi davranılıyor.). Köleler 6 yıl olması lazım, sürelerini tamamladıktan sonra özgür oluyorlar. Herkes bir kişiyle evlenebiliyor, şiddetli geçimsizlik ya da aldatma hariç boşanamıyorlar. Aldatmanın cezası, eşin affetmesi hariç kölelik. Her otuz sülaleyi temsil eden bir kişi ve bu kişilerden yirmi tanesini, bu kişilerden de on tanesini temsil eden kişiler var. Bunlar üç günde bir kralla (?) devlet işlerini konuşuyorlar. Bir araya gelme saatleri dışında toplanmaları, devleti korumak adına yasak. Devletin kasasında olabilecek para sınırlı. Zaten ülkede para kullanılmadığı için kimse tamah etmiyor. Hatta başka ülkelere adil ve iş bilir oldukları için 5 yıllığına giden yargıçlar, döndüklerinde işe yaramayacağı için para biriktirmeye çalışmıyor, rüşvet almıyorlar. Savaşlarda en son seçenek olarak kendi halkları savaşıyor. Başta dost ülkelerinin askerlerini ve paralı askerleri kullanıyorlar. Bu konuda para harcamaktan hiç çekinmiyorlar. Savaşları kılıç yerine diplomasi ve entrikayla çözmeyi marifet sayıyorlar, çünkü can alınsın istemiyorlar.
Utopia
UtopiaThomas More · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020,5bin okunma
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.