Sebepsiz sevdik bazısını.
Neden aramadan sadece sevdik.
Gözlerini, ellerini, yüreğini..
Sorgusuz sualsiz sevdik.
Gülen yüzünü, sıcacık dokunuşunu, rengârenk dünyasını…
Mutlu olduk kimi zaman kimi zaman gözyaşı döktük.
Kimi zaman şah damarımız kadar yakın olduk birbirimize
kimi zaman çok uzak.
Hep sevdik bazısını sebepsiz.
Bir çocuk gülümseyişi kadar saf,
bir anne şefkati kadar sıcak…
Hiç ihanet etmedik sevgimize.
Bedenimiz hep başka tenlerdeydi fakat ruhumuz hep beraber atardı…
Bedenimiz can çekişirdi fakat ruhumuz bir o kadar yaşardı sonsuza dek..
Aşk da tam olarak bu değil miydi ?
Sebepsiz sevdik bazısını…
Ruhumuzun derinliklerinde çığlık çığlığa kopan kıyamete aldırış etmeden sevdik…
Kırdık, kırıldık, ama hep toparladık.
Bazen ıslattık geceleri yastığı, yorganı…
Mutluluktan, mutsuzluktan…
Ama hiç gitmedik birbirimizden; her acıya göğüs gerdik, birbirimize kenetlendik.
Sebepsiz sevdik bazısını…
Sessiz sessiz, aman kimse duymasın, ondaki güzelliği görmesin diye ödümüz koparcasına sevdik.
Bıkmadan usanmadan hiçbir an pişmanlık duymadan sevdik.
Bir nedene ihtiyacımız da yoktu severken.
Sadece sevdik hiçbir neden aramadan…
Musa ÖZMEN