Örf ve Âdetler, toplumun gelişim, eğitim, ekonomi, hastalık gibi birçok etkeni sayesinde değişim ve gelişim gösterir. Yani Türk örf ve adeti denilen şey tarihteki belli bir anda ortaya çıkmış ve topluma dayatılmış birşey değildir. Onu tarihin belli bir anına dayandıramayız. Çok geniş bir yelpazesi vardır. Örf ve Adet bu sebeple durağan birşey olamaz.
Fakat Atatürk ilke ve devrimleri tarihin belli bir anında ortaya konulmuş ve kanunlar ile yasal hale getirilmiştir. Gelişim ve değişim gösteremez. Durağandır. Sabittir.
Örf ve Adet gücünü, milletten ve tarihi birikimden alırken. Atatürk devrimleri gücünü anayasadan alır.
Örf ve adet toplumun özünde olan birşey iken Atatürk devrimleri sunidir. Yani Örf ve Âdetler'i mahkeme kararı ile kaldırmaya kimsenin gücü yetmez iken Atatürk devrimleri kolaylıkla koparılabailir.
Örf ve adetler içten dışa doğru iken Atatürk devrimleri dıştan içe doğrudur.
örf ve adetlerin kökü çok daha eski iken devrimlere göre daha güncel ve tazedir. Çünkü örf ve adet durağan olmadığı için kendini yeniler. Atatürk devrimlerinin ise kendini yenileme gibi bir şansı yoktur. Bu sebeple daha bayattır. Geridedir.
Örf ve Âdetlerin olmazsa olmazı inançtır. Yani örf ve âdetlerimize karşı takınılan tavrın sebebi İslâmdır. Bu sebeple İslamı ret eden birisi Türklüğü de ret etmiş olur. Çünkü Türklüğün dayandığını örf ve âdetleri ret eden birisi Türk kalamaz.
Türk 4 harfin yan yana gelmesi ile oluşan birşey olmadığı için.