Gönderi

448 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 20 hours
Eylül sanırım sabırsızlık ayı. Normalde her ay 1 Stephen King kitabıyla ilerlemek istiyordum ama “O” kitabını okumak için daha fazla bekleyemezdim. Çünkü daha evvelden filmini de seyretmiş ve uzun zaman kitaba kavuşmayı beklemiştim. Hepimizin çocukken takıntıları (başta kaldırım taşları) olduğu gibi bazı korkuları da (karanlık, soba gibi) vardı. Kitabın ana teması da bu korkuları ve bunun kaynağı olan şeytanı yenmek aslında. Merhaba arkadaşlar. Kaybedenler Kulübü’ne Hoşgeldiniz! Mekanımız gene Derry. Pek değiştiği de yok zaten. Henry Bowers adında çocuklara işkence eden birinin birleştirdiği bu çocuklar aslında O yani The IT’in hakkından gelmek için çabalayan çocuklardır. Biraz karakterlerden de bahsetmek istiyorum. Aslında her romanının birbiriyle bağlantısının olması da benim çok ilgimi çekiyor. Örneğin bu kitaptaki Richie ve Bev karakterleri 11/22/63 (suikasti engellemek için geçmişe dönen birinin romanı) Jack, 1958 yılında Derry’e döndüğünde tekrar gözükmüştür. -William Ben Denbrough, Billl olarak bilinir. Kulübün kendinden en emin kişisi olup aynı zamanda liderdir. Filmde de herkesin aklında kalan o kağıttan gemi sahnesinde ölen George’nin ağabeyidir. Ayrıca kitaptan değil de filmden bilgi verelim, sonra laf yemeyelim. O karakterini küçülten, yerin dibine sokan karakterdir. -Benjamin Ben Hanscom, Haystack olarak bilinir. Oldukça zeki olup, çok şişman olduğundan sürekli Bowers tarafından işkenceye uğrar. Göbeğinde bıçakla çizilmiş bir H harfi de olacaktı hatta ancak bu detay filmden mi kitaptan mı aklımda kalmış anımsamıyorum, üzgünüm. Tabi büyüdüğünde fazla kilolarından kurtulacak ve ünlü bir mimar olacaktır. -Beverly Bev Marsh, Rogan olarak da bilinir. Kulüpteki tek hatundur. Kendisini sapan becerisiyle hatırlıyoruz. Ayrıca kocasından neler çektiğini ve kocası Tom Rogan’ın daha sonra karşımıza nasıl bir rolde çıktığını bir şekilde hatırlıyoruz. -Richard Richie Tozier, Toz Ağız olarak da bilinen Richie ise sürekli şaka ve taklitleriyle ünlüdür. Öyle ki kendisini Hızlı ve Öfkeli serisinin Tyrese Gibson’una benzer. Onu da O ile karşılaşmalarında çıkardığı seslerden hatırlıyoruz. -Edward Eddie Kaspbrak, inhalatör ile yaşan bir astım hastasıdır. Ancak hastalığı psikolojik olup, eczaneci daha sonradan ilacında sadece su olduğunu da açıklayacaktır zaten. Hatta yeri geldiğinde göreceğimiz üzere grubun intikamını almış ancak lanet onu etkilemiştir. -Michael Mike Hanlon ise gruba son katılan kişi ve grubun tek siyahi üyesidir. Irksal olarak Henry tarafından sürekli ezilmiş ve Kaybedenler Kulübüne katılmıştır. Yetişkin olunca şehirden ayrılan çocukların aksine şehirde kalmış, palyaçonun ortaya çıktığı zamanı hesaplamış, şehir tarihini ezberlemiş ve 1985’de (1958’den 27 yıl sonra) arkadaşlarını tek tek arayıp geri çağırmıştır. -Stanley Stan Uris. Hepimizin hayatta en az 1 tane sahip olduğu arkadaş tipidir. Yahudidir. Oldukça şüphecidir ve bir yerden sonra okuyanı bile bunaltır, canı sağola. Mantık, düzen ve temizlik üçgeninde yaşar. Ancak biraz psişik yetenekleri olduğu düşünülür ve çocuk andına katılmamış, 1985’te telefon geldikten sonra da -sanırım banyodaydı tam anımsayamadım- bileklerini kesip (of burayı da net anımsamıyorum) intihar etmiştir. Gelelim Palyaço Pennywise ve onun rolüne. 1700lü yıllardan beri şehirde yaşayan ve her 27 yılda bir çıkıp, gelişme çağındaki çocukları kaçıran cücedir aslında. Kendine barınak yapar, uzaydan geldiği söylenir ve kanalizasyonda yaşar. İnsanların korktuğu şeylerin kılığına girerek onları öldürmektedir. 1990 yılına Tim Curry iki bölümlük tv uyarlamasında oynamıştır. 2017’deki filmi seyredenler artık altyazılı da olsa o eski bölümü mutlaka seyretsin diye de tavsiye ediyorum. Chapter Two da es geçilmemeli bence. Kitabı sadece “kitap” olarak değerlendirmemek lazım. Filmi de diğer Stephen King filmlerini yapan yönetmenlere örnek olsun diyelim. Adamın filmini yapacağız diye katlediyorlar yazdıklarını resmen. The IT ile bu bir nebze düzelmişti ki zaten o filmle beraber en çok gişe yapan korku filmi olmuş ve 1973’den beri rekoru kırılamayan Exorcist (Şeytan) filmini geride bırakmıştır. Konu konuyu açıyor özür dilerim, buradan sonrasının kitapla alakası yok eğer okuyorsanız boşverin gitsin. Exortist ise oldukça ilgi çekici bir filmdir. Onu da tavsiye ediyorum ama gerçekten yalnız başınıza seyretmeyin. 1973 imkanlarına göre çok iyi bir filmdir. Araştırabilirsiniz, film tüm dünyada eleştiriler almış ve oyuncu kadrosunun başına gelenler de çok feci olaylar olmuştur. Film çekimleri sırasında yanan setler, ölen ışık ve görüntü asistanları, figüranlarının 3 tanesinin kalp krizi (kesin rastlantı!) geçirmeleri, boşrol Linda Blair’in yataktan düşüp kolunu kırmaları derken filmden tam 5 seri çekildi: 1973 - Şeytan, 1977 - Şeytan II (Aykırı), 1990 - Şeytan III, 2004 - Şeytan (Başlangıç) ve 2005 – Dominion ile seri son bulmuştur. Ayrıca 1974 yapımı Cihan Ünal’ın Canan Perver (şeytan rolünde) ile oynadığı Şeytan filmi de bu filmin yerli versiyonu olarak gözümüze çarpar ki, Türk korku sinemasının ilk örneklerindendir, Yeşilçam asla boş durmaz bilesiniz. Evet arkadaşlar oldukça etkileyici bir kitabı daha geride bıraktık. Bunlar böyle nasıl -tabiri caizse- yağ gibi eriyip gidiyor anlamıyorum. Geceniz huzurla rolsun, keyifli okumalar dilerim..
O
OStephen King · Altın Kitaplar · 20076.2k okunma
·
53 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.