Gönderi

256 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 8 days
Dikkat ciddi spoiler içerir!
Özet Bölümü: Roman iki yakın arkadaş olan Nihat ve Ömer'in sohbeti ile başlar. Bu iki arkadaş vapurdayken Ömer bir kız görür ve bu kıza aşık olur. Derhal kızla konuşmak için yanına gidince kızın yanında akrabası olan Emine Teyze'yi görür. Uzun süredir uğramadığı bu akrabasının evine vapurda rastladığı bu kız, yani Macide sebebiyle uğramaya başlar. Macide aslen Balıkesirlidir. İstanbul'da konservatuar okumaktadır ve Emine Teyze'lerin evinde kalmaktadır. Ancak Macide bir süre sonra babasının ölümü ve Balıkesir'den yardım yapılmaması gibi sebeplerden dolayı evde bir yük olarak görülmeye başlanır. Bir gün yaşananlardan dolayı Macide, Emine Teyze'nin evini terk eder. Kapıdan çıktığında Ömer'i görür ve onun evine giderler. Birbirini seven bu iki genç artık karı-koca olacaktır. Ancak her şey umdukları gibi olmayacaktır. Ömer ve Macide maddi sıkıntılarla boğuşmaktadır. Ömer çevresindeki insanların da yardımıyla kıt kanaat evi geçindirmeye uğraşır. Bir gün Ömer, Macide ve Ömer'in arkadaşları saz dinlemek için bir mekana gitmişken Macide'nin Balıkesir'deki okul yıllarında öğretmeni olan Bedri ortaya çıkar. Bu günden sonra Bedri sık sık Ömer'lerin evine uğramaya başlar ve onlara destek olur. Bir gece Ömer, Macide ve arkadaşlarının da olduğu bir günde Ömer Macide'nin gözü önünde Ümit diye bir kadınla yakınlaşır. Macide Ömer'den ayrılmak istemektedir ve bir mektup yazar ancak Bedri'den Ömer'in Nihat ve çevresindekiler yüzünden tutuklandığını öğrenir. Tahliye olacağı gün Macide'yi değil sadece Bedri'yi görmek istediğini söyleyen Ömer Bedri'ye artık Macide'yi daha fazla üzmek istemediğini, yalnız kalması gerektiğini söyler. Macide'ye iyi bakacağından, hatta kendisinden bile iyi davranacağından şüphe duymaz. Bedri bu durumu Macide'ye bildirir ve ikisi yeni bir hayata başlar. Karakterler: Ömer Macide Nihat Bedri İsmet Şerif Profesör Hikmet Bey Emin Kamil Muharrir Hüseyin Bey, Müdür Refik Bey Seniha Hafız Süleyman Emine Hanım Galip Efendi Madam Analiz: Kitapta "Yarın öbür gün müddeiumumi olunca İran ile, Turan ile uğraşmaya vaktin kalmaz…" diye bir cümle geçer. Sabahattin Ali ve Hüseyin Nihal Atsız düşünceleri birbiriyle zıt, uyuşmayan yazarlardır. Sabahattin Ali döneminde solu temsil eden yazarlardan biridir. Onlara karşı çıkan sağ bir de kesim vardır. Ayrıca kitapta Nihat, Psofesör Hikmet, Emin Kamil ve İsmet Şerif gibi isimler amacı belli olmayan, anlamsız işlerle uğraşan ve kitapta hoş görülmeyen karakterlerdir. Roman boyunca Nihat ve çevresinin takındığı bu dünya görüşü eleştirilmiştir. Eserde Ömer ve Macide'nin yaşadığı yoksulluk toplumsal bir sorundur. Yine Nihat kolay ve illegal sayılabilecek yollardan para kazanıp zengin olma peşindedir. Roman hakim bakış açısıyla yazılmıştır. Ayrıca karakterlerin düşüncelerine sık sık ve uzun metinler halinde yer verilir ve bu durum karakterler ile ilgili bize ipuçları verir. Romanın ilk bölümleri Macide'nin Balıkesir'deki yaşantısına odaklanır: Bedri ile ilgili anıları, okuldaki arkadaşlarıyla ilişkileri... Kitabın bu ilk bölümlerinde Macide ile ilgili bunlar söylenir: "Mektepte diğer arkadaşlarıyla teması oldukça azdı. Bu, biraz yalnızlığı sevmekten biraz da onların konuştukları şeyleri hoş bulamamaktan ileri geliyordu. Yaşları on üçle on altı arasındaki bu çeşit çeşit kızlar, aralarında, yetişkin bir insanı kıpkırmızı edecek bahisler açıyorlar, sınıf arkadaşları olan oğlan çocukları hakkında, onların görünüşte daima istihfaf etmelerine rağmen, pek vâfıkane mütalaalar yürütüyorlardı. Macide bu mükâlemeleri hakim olmadığı bir merak ile dinlese bile, yalnız kalır kalmaz büyük bir tiksinti duyuyor, arkadaşlarının yanına hiç sokulmamaya karar veriyordu." #83898329 Sabahattin Ali kitaplarındaki kadın karakterler her zaman ilgimi çeken ve kendimi yakın hissettiğim karakterler olmuştur. Kürk Mantolu Madonna'da Maria Puder'in kız arkadaşlarının emellerinin onu tiksindirmesi gibi Macide de kız arkadaşlarının düşüncelerinden hoşlanmaz. Lisede okuyan bir öğrenci olarak şunu söylemek isterim ki değişen neredeyse hiçbir şey yok. Ben de bunlara tanık oluyorum, Macide ve Maria Puder gibi hisler içinde kalıyorum. Macide'nin Balıkesir'deki okul yıllarında müdür-öğretmen-öğrenci ilişkisi ile ilgili de çıkarımlara ulaşıyoruz. Müdür öğretmenlere üstten bakan ve onlara engel olmaya çalışan bir karakter. Yine üzülerek belirtmek isterim ki hâlâ bazı okullarda bunlar yaşanıyor. Bir öğrenci olarak bunları hissetmek istemeyiz elbette ama bunlar bize yansıyor. Kitapta ilgimi çeken bir detaydan bahsedeceğim. Macide babası öldüğü gün geceliklerini giyip yatmıştı. Oysa o gün en acılı günlerinden biriydi ve buna vakit bulup düşünmesi beklenmezdi. Ancak Macide Ömer'le geçirdiği günün akşamında gecelik giymeye vakit ayırmadan öylece kıyafetleriyle yattı. Ayrıca Macide Ömer'i gözünde o kadar büyütmüştü ki... Ömer ona o kadar mükemmel bir insan olmadığını, hatta çirkin yönlerinin olduğunu söylediğinde bile buna ihtimal vermemişti. Oysa kimse mükemmel değildi. Herkesin, hayatta en çok sevdiğimiz insanların bile yapabileceği çirkinlikler, içinde bulunabilecekleri kötü haller vardı. Konu sadece aşk olmaksızın sevdiği ve hayran olduğu herkesi gözünde dağ gibi büyüten ben için bunu hatırlamak bundan sonra umarım beni tekrar düşünmeye itecektir. Şimdiye kadar en sevdiğim Sabahattin Ali kitabı Kuyucaklı Yusuf olmuştu. Bu kitabı okuduktan sonra hangisi olduğu konusunda kararsız kaldım. İki kitabın da bendeki yeri çok ayrı. Zaman zaman sayfalarını açıp düşüncelere dalacağım çok sevdiğim kitaplardan biri olacak. Son olarak kitapta da söylendiği gibi; "Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... içimizde şeytan yok... içimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..." #84170753 Kitapla, düşünceyle kalın.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172.8k okunma
·
66 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.