Gönderi

1552 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Edmond Dantes ve İntikam
Kitabı bu yaz başında okudum. Bitirdikten sonra bir türlü kafamı toparlayamadığım için, kitap hakkında düşüncelerimi de yazamamıştım. Şimdi sakin kafayla bir şeyler karalamak geldi içimden. Kitabın ‘epik bir intikam hikayesi’ olduğu, zannediyorum herkesçe malumdur. Kahramanımız Edmond Dantes, tanıdıkları tarafından bir mandepsiye getirilerek, Napolyoncu olduğu ileri sürülüp tutuklanması sağlanır ve 14 yıl sürecek bir hapis hayatı başlar If Şatosu’nda. Hayallerini, kariyerini, Mercedes’ini ve yaşlı babasını geride bırakan Edmond, hapishanede yaşlı ve bilge rahip Faria ile tanıştıktan sonra intikamını daha ‘steril’ şartlarda almaya karar verir ve esas hikaye, hapishaneden ilginç bir şekilde çıkmasından sonra başlar. Ben kitabı İş Bankası Kültür Yayınları’ndan okudum. Volkan Yalçıntoklu çevirisi idi ve gerçekten çok lezzet aldım okurken. Diğer taraftan okumaya başlama nedenim, Ezel dizisinin bu kitaptan esinlenilerek çekilmiş olduğu iddiasıydı. Bununla beraber kitabı okuduktan sonra diziyi izlemedim ve izlemeyi de düşünmüyorum. Filmini izledim ancak 1500 sayfa boyunca okuduğunuz romanın iki buçuk saatte, adeta suyunun çıkarıldığını görünce epey üzüldüm. Guy Pearce’ın hatırına sonuna kadar dayandım. İzleyecek olanlara tavsiyem olsun. Diğer taraftan kitaba salt bir intikam öyküsü olarak yaklaşmanın da haksızlık olacağını söyleyeyim. Kişisel gelişim türünde yazılmış kitapların pek çoğunda anlatılanlardan daha yerinde ve doğru tespitler vardı. Ayrıca karakterler, iyi veya kötü olanlar, mükemmel derinliklerde yazılmıştı. Hepsinin bir hikayesi ve birbiri ile bir noktada kesiştiği yerler bulunuyordu. Ancak benim asıl söylemek istediğim şey şu: Bu kitap bize intikam hakkında ne söylemek istedi? İyi bir şey olduğunu mu? Evet bazen hepimiz haksızlıklarla karşı karşıya kalıyor ve hak etmediğimiz davranışlara hedef olabiliyoruz. Böyle durumlar karşısında ofkeleniyor ve rövanşı almak istiyoruz. Öte yandan, Haksızlığın ne kadar ciddi olduğu, intikamın şiddetini değiştirmekle beraber, tamamen affetmek gibi bir seçenek olduğu da unutulmamalı. Kitapta affetmekle ilgili bir kısım aklıma gelmiyor şu anda. İnce ince işlenen, bir çocuk gibi titizlenilen intikam anlatılıyor. İntikam neredeyse bütün topluluklarda ‘kötülenen ve tasvip edilmeyen’ bir duygu. İntikamın doğal bir duygu olduğunu kabul etmek, insani bir yaşam için zorunlu olduğunu iddia etmek, kötülüğü yeryüzünde mubah kılmaya çalışan barbar kişilerin art niyetlerinin, sapkın düşüncelerinin sonucu olarak görülmüştür. Nefret ile yakın arkadaş olan bu duygu, kitaptaki gibi akılla birleşince, kurbanın (intikama maruz kalan kişinin), ölmeyi kurtuluş olarak görmesine yol açan hadiselere düçar olmasına sebep olmuştur. Elbette akıl ve duyguların yan yana pek yürüyemeyeceği bilinmekle birlikte, biz Edmond’un iç konuşmalarında sürekli iki tarafın çatışmalarına şahit oluyoruz. Her ne kadar işbirliği içinde görünseler de birbirlerinden rol çalar bir vaziyetteler genelde. Edmond Dantes ya da Monte Kristo Kontu bir süre sonra, özellikle de savcının evinde bir dizi ölüme, dolaylı ve dolaysız yollardan sebep olduktan sonra, beklediğim iç hesaplaşmaları başlıyor ve ‘gerçekten buna gerek var mıydı?’ sorusu yankılanmaya başlıyor. Faria’nın hazinesini aldıktan sonra, ölümüne dek mutlu bir hayat sürebilecekken, her gününü, her anını, intikamı için harcıyor Kont. Ancak bu ekimden biçmek istediği ‘iç huzuru veya mutluluğu’ yakalayamıyor. Belki de alacağı öç için (daha doğrusu kinini canlı tutmak için), sürekli kendisine yapılan zulümleri düşünmek, yıllarca yaşadığı mutsuzluğu, zihnine ve bedenine tekrar tekrar hatırlattığından dolayı. Affetmenin yüceliğine inanmadığı için, acılarını yaşamaya devam ediyor: “Nefretin gözü kördür, öfke bilinçsizdir ve intikamı kadehine dolduran zehirli şerbeti içmeyi göze alır.” Tabi ki aklı ve duyguları savaşırken, vicdanı da bazen kendisini yokluyor: “İntikam almaya karar verdiğim gün yüreğimi söküp atmadığıma göre, aklımı kaçırmış olmalıyım.” Ama netice itibarıyla intikam almak ‘içimizin yağlarını eritir’ gibi görünse de, günün sonunda bize kalan sadece daha fazla acı ve olumsuz duygu oluyor. Çok sıkıldım, o sebeple Francis Bacon’dan bir alıntıyla, anlatmak istediklerimin özetini de buraya bırakmış olayım: “İntikama odaklanan insan, normalde iyileşip düzelecek olan yaralarını açık tutar.”
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202026,3bin okunma
·
87 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.