Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

203 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"Ey barış, ne güzelsin sen..."
Merhaba Dostlar! Toplumcu Gerçekçi bir yazar olan
Osman Şahin
Osman Şahin
'in ilk okuduğum kitabı ile sizlerleyim. Osman Şahin'in ismini okuma etkinliği sayesinde duymayan kalmadı sanırım. Bizleri bu değerli yazarla tanıştıran
Gönül.
Gönül.
'ye, etkinliği hazırlayan
Ebru Ince
Ebru Ince
'ye ne kadar teşekkür etsek azdır. Beni etkinliğe davet eden
Demet
Demet
'e de özellikle teşekkür etmek isterim. Beni unutmadığın için çok teşekkür ederim
Demet
Demet
. Kimdir bu Osman Şahin?
Gönül.
Gönül.
'nin incelemesini (#82931392) okuduğum ilk anda beni bir merak sardı. Adını hiç duymadığım bir yazardı çünkü. Üstelik romanları en çok filme çekilen yazar. Hem de bildiğimiz bir çok filmin yazarı.
Osman Şahin
Osman Şahin
Osman Şahin 1940 yılında Mersin'in Arslanköy kasabasında yoksul bir ailenin 13 çocuğundan biri olarak dünyaya gelmiş. Ayakkabısız olarak köyünden çıkıp, girdiği sınavı kazanarak Dicle Köy Enstitüsü'ne okumaya gitmiş. İlk ayakkabısını da orada giyinmiş. İlk defa ayakkabı giyeceğinin heyecanı ile 35 numara olan ayağına 48 numara bir ayakkabı alır. Çocukluk işte.' Ayak numarası nedir bilmiyordum ki' derken öyle tatlı konuşuyor ki, onu dinlerken duygulanmamak elde değil (Sunay Akın ile İşte O Çocuk) youtu.be/Cw229k4uEpE (izlemenizi tavsiye ederim) Ayak numarasının ne demek olduğunu bile bilmeyerek girdiği Dicle Köy Enstitüsü'nde öğretmen olarak mezun olmuş. Mezun olduktan sonra Siverek'e bağlı, Kalemli Köyü'nün öğretmenliğine atanmış. 18 yaşındaki bu genç öğretmen büyük aşiret kavgalarının içinde bulmuş kendini. Görev yaptığı sırada notlar almış. Sonraları ise bu notlardan kitaplar yazmış.
Osman Şahin
Osman Şahin
daha sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi bölümüne girmiş. Mezun olduğunda Malatya Lisesi'ne beden eğitimi öğretmeni olarak tayin olmuş (memleketim). Malatya, Elazığ, Tunceli, Maraş dolaylarında 14 yıl görev yapmış. Buralarda bulunduğu sırada 33 köy hakkında alan araştırması yapmış. Daha sonra bu araştırmalarını da kitaplaştırmış. '1967-1974 yılları arasında İzmit'e spor öğretmeni olarak atanır. Türkiye Öğretmenler Sendikası'nda (TÖS) çalışır. 1970'te yayımlanan ilk kitabı “Kırmızı Yel” TRT Öykü Ödülü'nü kazanır. Daha sonra Türk sinemasında filme çekilen Kibar Feyzo, Adak ve Fırat'ın Cinleri hikayeleri bu kitabında yer alır.'
Osman Şahin
Osman Şahin
'in ilk öyküsünü
Yılmaz Güney
Yılmaz Güney
satın almış. 'O parayla İstanbul'da bir ev alır ve öğretmenliğe Suadiye Lisesi'nde devam eder. Daha sonra Trabzon'un Arşın ilçesine tayini çıkar. Buradan emekli oldu.' '1978 yılında Aydınlık gazetesinde yayımlanan bir kitap tanıtım yazısı yüzünden 1,5 yıl hapis cezasına mahkûm olur. 1983'te Şile ve Yalova cezaevlerinde yatar. Cezaevinde iken “Firar” filminin öyküsünü yazar. Ayrıca daha sonra cezaevinde gördüğü, duyduğu, yaşadığı olayları 1996 yılında
Kolları Bağlı Doğan
Kolları Bağlı Doğan
adlı kitabında hikâyeleştirir.' Gördüğünüz gibi Osman Şahin nereye gitmişse hep çevreyi gözlemlemiş, alan araştırmaları yapmış, notlar almış. Araştırmalarını ise bir süre sonra kitap haline getirmiş. Herkes köyde görev yapar ama Osman Şahin gibi çevreyi gözlemleyip, alan araştırması yapıp sonra da kitap haline getirmek her babayiğidin harcı değildir.
Yeraltında Uçan Kuş
Yeraltında Uçan Kuş
Gelelim kitabımıza.
Yeraltında Uçan Kuş
Yeraltında Uçan Kuş
, her ne kadar devamı değildir başlı başına bir romandır dense de
Bucaklar
Bucaklar
'ın devamı. Önce o kitabı okumak istedim ama hangi siteye baktıysam kitabın satışı ya yok diyor ya da tükendi diyor. Anlam veremedim.
Osman Şahin
Osman Şahin
yazdığı belgesel romanında, ilk görev yeri olan Kaleli köyündeki öğrencisi Adnan Bucak'ın kan davası yüzünden 16 yaşında adam öldürmesi ve bunun devamında yaşadığı hapislik hayatını kaleme almış. Romanını çok sevdiği öğrencisi Adnan Bucak'ın ağzından anlatmış. Adnan küçük yaşta işlediği cinayetin vicdan azabını yıllarca çeker. "Ey Fırat, hayatımı dinle! Yüreğimin yükü yıllarca ağır geldi bana. Çocuk yaşımda elime silahı tutuşturdular. Kardeşlerimin, amcamın, sevgili babamın, yaşıtlarımın ölümlerine tanık oldum. Onları toprağa değil de, yüreğimin içine gömmüşler sanki. Körpe yüreğim yıllardır o güzel ölülerin ağırlığını taşıyor. İçim yıllardır kocaman bir mezarlık sanki." (s.139) Küçük yaşta girdiği cezaevinde gençliği tükenir. "Kolay değil, beş ay Siverek Cezaevi'nde, iki buçuk yıl Tekirdağ Ce­zaevi'nde, iki yıl Bursa Hapishanesi'nde, altı aydan beri de yarıaçık ce­zaevinde olmak üzere, beş buçuk yılı şutlamak ...Gençliğimin en gü­zel yılları dört duvar arasında, bin türlü sıkıntı içinde geçmişti." (s.138) Kolay değil gerçekten. Hele bir de üstüne ağır cezaevi koşulları insanlıktan çıkarıyor. En ağır koşulları ise Bursa Hapishanesinde yaşar. "Dayak faslı bittikten sonraki günlerde de işkence değişik biçimde sürer, giderdi. Direnen mahkuma görüş yasağı verilirdi. Sebze, meyve yemesi aylarca yasaklanırdı. O zaman da pis, havasız, kalabalık koğuş­larda sebzesi, meyvesi yasak edilen mahkumun saçları dökülürdü. Aynı mahkumun mektup yazma, gönderme, mektup alma özgürlüğü de kısıt­lanırdı. Gelen mektubu verilmez, yazdığı mektup gönderilmezdi. Bu mahkumlar havalandırmaya da çıkarılmazlardı hiç." (s.89) Adnan Bucak'ın hapislik yıllarında yanında hep kader ortağı olan Koçali vardır. "Koçali ile olan yazgımız da ayrı bir şeydi. Nereye gidersek gidelim, onunla yazgımız bağlanmış gibiydi. İkimiz birlikte öldürülen babaları­mızın öcünü almış, birlikte kaçmış, birlikte dağlarda, evlerde gizlen­miştik. Yine ikimiz birlikte teslim olmuş, birlikte aynı kelepçeyi taka­rak, hapse atılmış, yine birlikte yargıç önüne çıkarılmış, birlikte Sive­rek'ten Tekirdağ Hapishanesi'ne, Bursa'ya, Bursa'dan İmroz Yarıaçık Ce­zaevi'ne gönderilmiştik ve şimdi de yine aynı yerde yatıp kalkıyor, ye­meklerimizi birlikte yiyorduk. Bütün bunları insan öz kardeşiyle bile ya­pamazdı." (s.134) Bursa Hapishanesinin tek iyi yanı zengin bir kütüphanesinin olması sanırım. Çünkü Deniz Gezmiş ve arkadaşı Yusuf Aslan'la orada tanışır. "Cezaevinin zengin bir kütüphanesi vardı. Fırsat buldukça kütüp­haneye gider, kitap okumalarımı sürdürürdüm. Ne zaman kütüphaneye gitsem, Deniz Gezmiş ve arkadaşı Yusuf Aslan'la karşılaşırdım. (s.95) Hapislik hayatının en iyi koşullarını da İmroz Yarıaçık Ce­zaevi'nde geçirir. Hatta ilk aşkını da orada bulur. Maria adında bir Rum kızına aşık olur. "Maria bana "Fırat" derdi, ben de ona "Ege". Ege ile Fırat'ın ilişkisi, aynı yoğunlukta günlerce, haftalarca sürdü." (s.169) Okuyacağınız bu kitapta çok şey bulacaksınız. Kurgu değil, hepsi de gerçek. Hapislik hayatı zor. Hele bir de 16 yaşında girmişsen en güzel yıllarını kaybetmişsin demektir.
Osman Şahin
Osman Şahin
çok yalın bir dille yazmış belgesel romanını. Okurken kelimeler adeta akıp gidiyor. Okuyan çok şey kazanır, benden söylemesi. Meraklısına şimdiden keyifli okumalar.
Yeraltında Uçan Kuş
Yeraltında Uçan KuşOsman Şahin · Kaynak Yayınları · 060 okunma
··
346 görüntüleme
Çağrı okurunun profil resmi
#84210019 sayenizde ben de okudum ❤️
Sultannn okurunun profil resmi
Çok sevindim. Umarım beğenmişsindir.
Çağrı okurunun profil resmi
Mesai aralarinda okudum hatta , güzel de gitti... Yurdum insaninin öyküleriydi nasil beğenmem☺️ Eylül bitmeden umarim bir kaç Osman Şahin kitabi daha eklerim okuma listeme ❤️
Sultannn okurunun profil resmi
Videosunu izlesen daha çok seversin. Çok tatlı bir insan.
Çağrı okurunun profil resmi
O zaman izliycem ☺️
13 öğeden 11 ile 13 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.