Şimdi sizlere gerçek bir aşk hikayesi anlatayım mı?
Cümle kurmakta zorlanıyorum. Ancak kalpten çıkan cümleler dokunabilmiş diğer kalbe. Tüm kalbimle yazıyorum ve tüm kalplere dokunmasını diliyorum...
Garip geldiğinde henüz bebekti. Tevafuk ki, bir kaç gün sonra başka bir köpek daha çıkageldi. Garibin yanında bulundu her an. Farketmeden o da bizim köpeğimiz oldu artık. Kendi yemeye kıyamadığım çikolatamı, balık krakerimi paylaştım onlarla. Her anını kaydetmek istedim. Yeri geldi onlardan korktum (Halbuki küçücükler...) yeri geldi kahkahalara boğuldum. Bazen hayretler içinde kaldım. (ilk zıpladığı zaman, yeri kazıp üstüne bir güzel yattığı zaman). Ve artık ALIŞTIM. Sevdim, dokundum kulaklarıyla oynadım. Kuyruğunu sevdim. Çocuk gibiydim çünkü ilk defa bir köpeği seviyordum.
Bir bebek gibi oynuyordu bizimle. Ama bir gün, bir rüya ile nefes nefese uyandım! Garibi kaçırıyorlardı. Kızdım yalvardım koştum bağırdım sesim tizleşti koştum koştum yalvardım arabanın arkasından. Ve sonra acıyıp attılar. Yerde onu serili yatarken gördüm ve nefes nefese uyandım.
Rüyaydı. Ama bahçeye çıktığımda o yoktu. Canım yanıyordu. Sessizce endişe etmek ne zor. Merak içerisinde bekledim onu. Gurbetten insan bekler gibi bekledim... Ve geldi. Ama gerçekten gelmiş miydi? O muydu benim Garip'im? Sessiz. Yüzümüze hüzünle bakıyor.
Heyecanla süt içen, çikolatarımı sömüren o köpek hiç bir şey yemedi. Ve sonra biraz durdu bahçemizin yakınlarında... Ama son görüşümdü... Diğer köpek ne mi oldu? O gidince, yemek yemedi. Küstü. Ve az önce annemden ölüm haberini aldım. Size soruyorum...
Bir köpeğin aşkı eder mi aşk(!)larımız.? Artık biri toprak, öbürü nerede bilmiyoruz. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Kelimeler düğüm oldu. Hissettiğim tek bir şey var. O da kalbimdeki gerçek ağrı. Kalbinizin ritmini değiştirecek kadar sevin hayvanları. İnsanları da. Çünkü sevmeyen ve işkence eden o kadar insan var ki... Biz çoğalalım. Artık korkmayalım. Sevelim. Sevelim. Sevelim. Sadece sevelim. Dünyayı sevgi ve merhamet kurtaracak... Selametle.