Gönderi

159 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 hours
Aziz Nesin'in Nusret Demiral isimli savcı tarafından idamının istenildiği günlerde, onu yakından tanıyan Demirtaş Ceyhun tarafından kaleme alınmıştır bu kitap. Demirtaş Bey kimi zaman anılarından söz etmiş kimi zaman röportajlarını aktarmış. Aziz Nesin'in bu ülkede seveni de çok sevmeyeni de. Ama her iki kesimi birleştiren bir nokta var: Toplumsal bir aksaklık karşısında biraz öfkelenince Aziz Nesin'in adını anmak. Öyle ki günümüzde "Bunu Aziz Nesin bile akıl edemezdi." dediğimiz onlarca trajikomik olayla karşılaşıyor ve adını yad ediyoruz. Gelelim bu kitapta Aziz Nesin ile ilgili değinilenlere: *Aziz Nesin'in kendine dert edinmediği hiçbir toplumsal sorun yoktur neredeyse. Örneğin 1970'li yıllarda Edirne'deki bir genelevin içindeki sekiz kadınla birlikte kiraya verilmek üzere bir mahkeme tarafından açık artırmaya çıkarıldığı ilanını gazetede okur ve derhal Edirne'ye gider. Bu olayı yazdığı için adliyeyi küçük düşürdüğü iddiasıyla hakkında dava açılır.Yargıç :"Siz genelevdeki kadınların avukatı mısınız?" diye bir de üste çıkar üstelik. Aziz Nesin birilerinin gönüllü avukatıdır her daim, bundan ötürü mahkemelere gide gele bir hal olmuştur. Öyle ki İngiltere Kraliçesi Elizabeth de ona dava açmıştır Mısır Kralı Faruk da. *Sivas'taki yangından onu kurtaranlar dumanların arasından bağıranın bir komiser olduğunu zannederek el uzatmışlar. Onun kim olduğunu anlayınca yeniden öldürmeye çalışmışlar. Hayatını orada Lütfi Kaleli'ye borçlu olduğunu ifade ediyor. *Aziz Nesin üç yerden yakınlık görmüştür:okurlarından, emniyetten ve sıkıyönetimden. Gerçekten de öyledir çünkü devir değişmiş, iktidar değişmiş yıllar içinde ama Aziz Nesin'in kaderi pek de değişmemiştir. Demokrat Parti döneminde de cezaevindedir 1960 darbesinden sonra da. Onun dışarıda olduğu zamanı yadırgayan tanıdıkları "Yahu sen ne zaman çıktın?" diyerek şaşkınlığını dile getirmişlerdir bazen. *Edebiyatçılar onu edebiyatçı saymaz iken, aralarına almaz iken o daima yazarların birlik olmasından yanadır. Türk Edebiyatçılar Birliğinin kurulmasına öncülük eden isimlerdendir. *Onun ünlü cimriliğinden de söz ediliyor kitapta epeyce. Demirtaş Ceyhun onunla birçok imza gününe katılıyor, sendikada uzun yıllar görev alıyor. Onu ilk başta kendisi de cimri olarak niteliyor fakat yıllar geçtikçe Aziz Nesin'in cimri değil aşırı tutumlu olduğunu anlıyor. Kağıdın iki yüzünü tam yazmadan atmaması, renkli kağıt parçalarını bir kutuda saklayıp konfeti olarak değerlendirmesi, dolmuş yerine belediye otobüsüne binmesi, sendikaya yarım zamanlı sekreter alınmasına bile karşı çıkması vs. Tüm bunlar onu cimri yapmaya yeter mi bilinmez ama misafir ağırlarken tam tersi davranışlar sergilediği konusunda yakınları hemfikir. Kendisi ilerleyen yaşına rağmen otobüse binmeye devam etmiş ama eşine bir araba almış mesela. *Son olarak güzel bir anı paylaşayım. Aziz Nesin'in yurt dışında kitapları çokça basılıyor, telif ücreti alıyormuş. Fakat o zamanki kanuna göre o ülkenin parasıyla bu telif ödeniyormuş ve ülke dışına para çıkarılması yasakmış. Hâl böyle olunca gelirken eşya alıyormuş genellikle sosyalist ülkelerden. Sovyetler'den bir kürk almış telif ücretine karşılık. Ülkeye dönmüş, resepsiyondaki görevli bu bayan kürkü efendim demiş. Çünkü düğmeleri solda. Şaşırmış ilkin, boyum kısa olduğu için bunu uydurdular bana demiş ve fark etmez diyerek o ünlü kürkü kullanmaya devam etmiş. Türkiye'ye damga vurmuş yazarlardan birinin hakkında daha pek çok şeyi öğreneceğiniz bu kitaba belki bir gün bir sahafta denk gelirsiniz. İyi okumalar.
Asılacak Adam Aziz Nesin
Asılacak Adam Aziz NesinDemirtaş Ceyhun · Ad Yayıncılık · 1994260 okunma
··
101 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.