Hayat yolculuğu inişli çıkışlı yollar , tabelası olmayan kavşaklarla doludur. Ve genellikle zorludur. Sanatçılar içinse daha zorludur. Özellikle ilk temellerin atıldığı gençlik dönemleri. Bu temellerin harcı mutluluklarla tatlandırılmış acılardan oluşmaktadır. Bohemlik geçimini sadece sanattan sağlama gayesinde olanların Dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir zamanında bulundukları bir devirdir. Bu devir en iyi Paris'te yaşanır. Bu kitapta tesadüf sonucu bu devri birlikte yaşayan 20 li yaşlarda bir grup gencin yaşamından kesitler yansıtılmaktadır. Bu devirde mutluluk acıların sadece sosudur ve devrin sonunda ağızda bir tek mutluluğun tadı kalır. Bohem olmadan sanat olur mu? Belki olur ama bence yarım kalır. Okuyucu da iç burkan ama umutların gölgesinde anın keyfini yaşayan genç sanatçıların hayat hikayelerinde bu sorunun kendince cevabını bulacaktır.