Gönderi

68 syf.
10/10 puan verdi
Ben sende tutuklu kaldım!
"Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu" yaklaşık 50 sayfadan oluşan bir novella. "Çocuğum dün öldü" ilk cümlesiyle oldukça sert bir girişi var. Aklıma Albert Camus'un " Yabancı" romanındaki "Bugün annem öldü" başlangıcını hatırlatıyor. Novellada bahsi geçen iki kişi var, biri kadın diyeceğim çünkü Zweig isim kullanmıyor, diğeri de Bay R. Kadının dilinden anlatıyor bu tek taraflı aşk! hikayesini. Bu sebeple de "Sen" ve "Ben" var. Aşk hikayesi demek ne derece doğru emin değilim, çünkü böyle bir aşk olamaz. Acaba tutku mu diye düşünüyorum ama yok o da değil. Bu biraz daha saplantılı birşey bence, belki de eşine az rastlanır psikolojik bir rahatsızlık. Zweig, psikolojik analiz yapmayı seviyor, ve bu analizleri de okuyucuya inanılmaz bir şekilde aktarıyor, neredeyse kadını anlayabiliyorum, neredeyse kadına hak vereceğim :) Ama neyse ki aklım başımda, çabuk toparlanıyorum :) Unutmak insanoğluna verilen en büyük hediyedir, başımıza gelen olumsuz şeyleri daha kolay unuturuz, mesela geçmişe yönelik de hep en güzel anılarımızı hatırlarız. Ama kadın adamı saplantı haline getirdiği için, kendi çapında çok acayip fedakarlıklar yaparak ( kendimi sattım diyor mesela, korkunç bir psikoloji ) onu hep aklında tutmaya çalışıyor, unutmamak için direniyor. Bu direniş de, hayatını mahvediyor aslında. Adamı unutup, kendine çok güzel bi hayat kurabilir, birçok fırsatla karşılaşıyor da, ancak o hepsini geri çeviriyor ve zor olanı belki de kendi için kolay olanı, saplanıp kalmayı seçiyor. Kendinin hiç farkına varmayan ve asla da varmayacak olan adamda tutuklu kalıyor. Zweig'in eşine az rastlanır bu psikolojik durum analizini çok beğenerek, çok etkilenerek, çok düşünerek okudum, okumanızı da tavsiye ederim. Keyifli okumalar...
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022226.8k okunma
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.