Kürk Mantolu Madonna'yı mutlaka bir çoğunuz okumuş, okumadıysa bile illa ki duymuştur. benim de sıklıkla duyduğum bir kitaptı ancak bir türlü alıp okumamıştım. sonunda çok sevdiğim bir arkadaşım şiddetle önerince aldım ve gözlerim dolu dolu kitabı bitirdim. Sabahattin Ali’den okuduğum ilk kitap Kuyucaklı Yusuf’tu ve ben de büyük bir etki bırakmadığından Kürk Mantolu Madonna’ya da çok yüksek beklentilerle başlamadım ancak Kürk Mantolu Madonna bütün düşüncelerimi ve hislerimi darmadağan eden bir kitap oldu. başlamadan önce kurgusu hakkında sadece bildiğim tek şey bir aşk barındırdığıydı, bunun dışında hiçbir şey bilmiyordum, -huyumdur kitaplara arka kapaklarını okumadan başlarım- ve kitabı bitirdikten sonra da iyi ki hiçbir şey bilmiyordum dedim. bu nedenle size detaylı şekilde kitabın konusundan falan bahsetmeyeceğim, bunun kitabın büyüsünü bozacağına inanıyor, sadece kısa ve öz olarak alıp okuyun diyorum. Bunun dışında da biraz kitabın bende uyandırdığı hislerden ve bıraktığı etkiden bahsetmek istiyorum. Raif Efendi'nin o kırılganlığı, naifliği ve içten içe gerçekten çok güçlü bir adam olması, Maria’nın herkese karşı takındığı ”ben güçlüyüm” tavırlarının yanında kırılgan bir kız çocuğu oluşu beni o kadar sarstı ve etkiledi ki… tüm kitap boyunca Raif Efendi'ye sarılarak "geçti" demek istedim. Tek duygusal açıdan değil, hayat hakkında sorgulamaların çok yoğun olduğu, sizi hem duygulandıran hem de çok düşündüren bir kitap Kürk Mantolu Madonna. Ve özellikle kitabın sonu... bilmiyorum kitabı bitireli henüz 24 saat bile geçmediğinden midir nedir hislerimi tanımlayacak kelimeleri tam anlamıyla toparlayamıyorum. Son olarak söylemek istediğim şey, Sabahattin Ali Türk Edebiyatı için gerçekten çok erken bir kayıpmış.

Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2023317,4bin okunma

·

3 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

şirvan