....
"Biliyor musun, on sekizinci yüzyılda eger tanrı yoksa onu uydurmak gerekir diyen bir günahkar vardi. Hem tuhaf hem de şaşırtıcı olan Tanrı'nın gercekten var olması degil, böyle bir düşüncenin, yani Tanrı'nın gerekli oldugu düşüncesinin insan gibi vahşi ve kötü yürekli bir yaratığın aklına gelebilmiş olmasıdır.
.....
Bunu tanrıyı kabul etmediğim anlamında anlama, ben onun yarattığı dunyayı, Tanrı'nın dunyasını kabul etmiyorum. Hatta sonsuz evrende Euclide'in paralel dogruları keşişse ve ben bunu gözlerimle görsem bile yine de kabul etmeyeceğim.
....
Öbür tarafta Alageyik aslanla nasıl yan yana yatıyor, öldürülen adam nasıl ayağa kalkıp kendisini öldürenle sarmaş dolaş oluyor kendi gözlerimle gormek istiyorum. Herseyin neden boyle oldugunu herkesin öğrendiği anda orada bulunmak istiyorum. Dünyadaki bütün dinlerin de bu isteğe dayandığına inanıyorum.
Ama ya cocuklar, o zaman cocuklari ne yapacagim?
Eger ebedi uyumu acıyla satın almak icin herkesin acı çekmesi zorunluysa o zaman burda cocukların ne isi var, söyler misin bana lutfen.
...
Soytarının biri cikip belki de herseye ragmen cocuğun buyuyecegini ve gunah işleyeceğini soyleyecektir ama iste gordun büyüyemedi.
Küçücük yumruguyla göğsünü döven ve pis kokulu yerde kefareti ödenmemiş gozyaslariyla "tanricigina" yalvaran bir cocuğun, evet sadece o cocugun gözyaşlarına değmez bu yuksek uyum!
Bu cocuklar o kadar işkence çektikten sonra cehennemin ıslah edici olmasından bana ne?
Evet, uyuma son derece büyük bir paha biçmişler, giris icin bu kadar buyuk bedel ödemek bizim cebimize uymuyor. Iste bu yuzden giris biletimi geri vermek icin acele ediyorum. Tanrıyı kabul etmiyor degilim, Alyoşa, sadece bileti ona saygılı bir sekilde iade ediyorum." (Dostoyevski, Karamazov kardesler; Ivan ve "Alyosa tanışıyor" bölümünde dine inanmayan İvan'ın rahip kardeşi Aleksey'e (alyoşa) din ile ilgili düşüncelerini aktarmasi)
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.