Gönderi

112 syf.
8/10 puan verdi
Yaşamın, ölümle sonuçlanan yaşamın saçmalığına karşın, umutsuz değil Camus'nün dünya görüşü. Bir yazısında bakın ne diyor Camus: Ne olursa olsun, her şeyin anlamsız olduğu, her şeyden umut kesmek gerektiği düşüncesiyle nasıl kalır insan?.. Her şeyin anlamsız olduğunu söylediğimiz anda bile anlamlı bir şey söylemiş oluyoruz. Dünyanın hiçbir anlamı yoktur demek, her çeşit değer yargısını ortadan kaldırmak olur. Ama, yaşamak ve örneğin, yiyip içmek kendiliğinden bir değer yargısıdır. Ölmeye yanaşmadığı sürece, insan yaşamayı seçiyor demektir. O zaman da, görece de olsa, yaşamaya bir değer veriyoruz demektir. Umutsuz bir edebiyat ne demek olabilir? Umutsuzluk susar. Kaldı ki susmak bile, eğer gözler konuşuyorsa, bir anlam taşır. Gerçek umutsuzluk can çekişme, mezar ya da uçurumdur. Umutsuzluk konuştu mu, hele yazdı mı, hemen bir kardeş el uzanır sana, ağaç anlam kazanır, sevgi doğar. Umutsuz edebiyat sözü birbirini tutmayan iki sözdür. Çünkü edebiyat olan her yerde umut vardır. Umut dolu önsözlerle başlamasına karşın Meursault'un hapsolduğu umutsuzluğu ve boşvermişliği derinden hissettiren bir kitap. Her şeye rağmen, en çok da ölüme yakınken, içinde bir parça umut kaldığını seziyorsunuz lakin hayatın akışına karşı umursamazlığının bu ümidi perdelediği bir anlatım daha fazla ön plana çıkıyor. Çaresizce veya değil bir şekilde ölüme yürümek dahi biraz huzursuzluk dışında rahatsızlık vermeyecek bir kabulleniş haline bürünen Meursault üzerinden yazdıklarımdan başka mesajlar verilmek istendiği de hissedebileceğimiz bir eser. Eser politik, hukuki ve toplumsal meselelere de değinmiş olsa da ben daha çok psikolojik açıdan bir değerlendirme yapmak istedim. Eserin dili ile ilgili bir şeyler söylemek gerekirse de oldukça sade bir anlatımı var.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2012112,7bin okunma
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.