Gönderi

·
Not rated
-------------SPOİLER---------- Kitabı okumadım ancak filmini 2 kere izledim. Biri küçükkendi diğeri de bu yaz aldığım bir derste, hocanın bizden filmi oyun teorisi ve nash dengesi kapsamında incelememizdi. Zamanla bu yazımın bilgisayardan silineceğini bildiğimden buraya atmak istedim. Bunu hem ileride kitabı okuduğumda farklı neler hissetmiş olabileceğimi anlayabilmek için hem de genel incelemeden ziyade oyun teorisi kapsamında olaylara nasıl baktığımı fark edebilmek için koymak istedim. Filmi 2. izleyişimde şunu fark ettim: ilk izlediğimde küçüktüm ve tecavüz olayını kavradığımda midemin bulandığını, korktuğumu, bağırmanın ne kadar önemli olduğunu fark ettiğimi anımsıyorum böyle bir durumda. Ama şimdi üzücü olan taraf, yaşanan tüm olaylara gayet olası gözle bakmış olmam. Toplumun taciz, tecavüz, cinayet gibi olayları sıradanlaşması çok ama çok üzücü bir durum. YEŞİL YOL ( THE GREEN MİLE) FİLMİNİN JOHN NASH VE OYUN TEORİSİNE GÖRE İNCELEMESİ Film, 2 kız çocuğuna tecavüz ve cinayetten yargılanan John Coffey adındaki cüsseli adamın idama mahkûm edilmesini ve süreçlerini anlatıyor. John Coffey aslında masumdur ancak kız çocuklarının yakınında bulunmasından dolayı yargısız infaza sürüklenmiştir. Buna bir de uzun yıllar siyahilere olan ırkçılık eklenince, elde de delil olmayınca tutuklanması kaçınılmaz olmuştur. Asıl suçlu Vahşi Bill Wharton’ ın “Zencilerle beyazlar aynı sandalyede idam edilmemeli.” şeklindeki sözleri, bunu kanıtlar niteliktedir. İdam edilenlerin getirildiği hapishanedeki E Blokta, idama gidenlerin “yeşil yola” gittiği söylenir. Hapishanede Paul Edgecomb, Brutal Howell ve genç bir adam gardiyanlardır. Arlen Bitterbuck, Del Delacroix daha sonra getirilen masum John Coffey ve asıl suçlu Vahşi Bill Wharton idam mahkûmlarıdır. Bir de hapishaneyle ilgilenen Hal Moores ve valinin karısının yeğeni olan torpilli genç Percy Wetmore vardır. John Coffey, Tanrı’nın ona mucize olarak verdiği insanları iyileştirme yeteneğine sahiptir. John; insanların ruhlarını, kalplerinin temizliğini, empati yeteneğiyle hislerini anlayabilmektedir. Paul’ un mesanesinde iltihap vardır ve John, bu hastalığı kendine aktarıp ağzı yoluyla havaya verebilmiştir. Aynı şekilde Hal Moores’ un karısının beynindeki tümörü alabilmiştir. Filmde Nash dengesi John’dur. John adaleti sağlama görevini kendine ödev edinmiştir. Bireyselliği tamamen gözden çıkarmıştır. Çünkü Paul idama gitmeden önce onu kaçırabileceğini söyler ancak o bunu kabul etmez. Hastalıklar onu yorgunu düşürür ama iyi olduğuna inandığı herkese yardım eder. Her insan iyileştirdiğinde yorgun düşmektedir John. Sadece insanları iyileştirmek onu yorgun kılmamaktadır aynı zamanda dünyadaki kötülükler onun tabiriyle “cam kırıkları” biçiminde bedenine saplanmaktadır. Fransız Del Delacroix’ in hapishanede eğittiği, adını “Bay jingles” koyduğu bir faresi vardır. Kendinden güçsüzleri bulduğu her anda ezmekten hoşlanan Paul’ un tabiriyle “salak” ama kötü Percy, bu fareyi ezmiştir. John onu da tekrar hayatta tutmayı başarabilmiştir ilahi mucizesiyle. Film pek çok yönüyle ele alınabilir. Ancak filmin ilahi bir tarafının olduğu aşikardır. Kimine göre John Allah’ ın yolladığı bir peygamber olarak görülebilir. “Hz. Hızır ve Hz. Musa yolculuğu” kıssasında olduğu gibi John’ un bedeni acıya ve gördüklerine daha fazla katlanamamaktadır. Aynı oyun teorisindeki gibi John diğerlerinin en faydalı ve adaletli –adaleti misyon olarak edinmesi manasında- sonucu almalarını sağlayacak eylemlerde bulunuyordur. Buna John’ un almış olduğu kanseri Percy’e aktarması, onun vasıtasıyla saf kötülükten ibaret olan Vahşi Bill Wharton’ı öldürmesi ve en sonunda Percy’nin ağız yoluyla hastalığı havaya verip akıl hastanesine yatırılması örnek olarak verilebilir. Filmde Hal Moores’ un kanser hastası karısı, iyi olarak tasvir edilmiştir. John en iyi çıktıları alabilmek için onu iyileştirmiş ve cezalandırılması gerekenleri cezalandırmıştır. Bu durum toplum bağlamında genelleştirilebilir. Biz insanlar dünyada adaleti ve düzeni sağlamak peşindeyiz. Bunun için devletler, yasalar, mahkemeler, toplumun genel ahlak kurallarına aykırı olduklarını düşündüklerimiz için hapishaneler, tımarhaneler var. Ancak dünyanın hiçbir yerinde tam olarak adaletin ve düzenin sağlandığını söyleyemeyiz. İnsanlar, oyun teorilerinde artık diğer oyuncuların kazançlarını değil yalnızca kendi kazançlarını düşünür oldular. Savaşlar, masum insanların ham madde ihtiyaçları için sömürülmesi, ülkelerin sadece kendi ülkeleri için diğer insanları gözden çıkarmalarının en iyi kanıtıdır. -Burada John' un kimseye yardım etmeme, cezalandırmama durumunda bir şey kaybetmeyeceğini ama kişisel olarak maddi, manevi acı çekeceğine rağmen topluma, insanlara yardım etmeyi tercih ettiğini oyun teorisi hazırlayarak göstermiştim.- Filmin sonunda Paul, John’u idama mahkûm ettiği için Bay Jinglesla beraber uzun süre yaşamaya mahkûm edilmiştir. John bu dünyada adaletin sağlanamayacağını pek çok sözüyle ifade eder filmde. Paul’ un “Tanrı’ nın huzuruna çıktığımda nasıl hesap vereceğimi bilmiyorum.” minvalindeki sözleri de bu yöndedir. Hayatta John gibi çok sayıda Nash dengesinden söz edilebilir. İyi insanları aynı bir tampon bölge gibi Nash dengesi olarak alabiliriz. Ama filmde bizlere geçen Nash dengelerinin bu dünya için yeterli olmadığı yaratıcının asıl son adaleti sağlayabileceğidir. Kısacası hayatlarımız birer oyun teorisinden ibarettir.
Yeşil Yol
Yeşil YolStephen King · Altın Kitaplar · 20217.9k okunma
·
9 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.