Nazi zulmünden kaçarken umutlarını ve gelecek hayallerini bir çantaya koyarak bindikleri gemide, son yolculukları olacağını bilmeden aylarca yaşam mücadelesi veren 769 kişinin hikayesi Struma. Karanlıkta bir ninni. Unutulmaya yüz tutmuş tarihte bir leke...
12 eylül; Yapılan işkencelerin ayyuka çıktığı, geri dönülmez izler bıraktığı, insanlık adına utandıran bir zaman diliminden yükselen çığlıklar...
.
Bir yanda Struma’yı ele alırken bir yanda 12 eylül işkencelerini yaşayan Aka’nın hikayesini ele almış yazar. İkisinde de siyasi çıkarlar ile insanlığın hiçe sayıldığı, keşke gerçek olmasa dediğim fakat tüyleri diken diken eden gerçeklerle yüzleştiren sarsıcı bir eser. .
.
"Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar.”
.
“Yakın ama uzak, dost ama düşman, gerçek ama Hayalet bir gemiden gelen kahkahalar, çığlıklar, şarkılar, ninniler, haykırışlar... O kadar yakındılar ama uzak olmalılar. Düzeni bozmamalılar."
.
Keyifli okumalar.