Gönderi

163 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Bu nasıl bir kitap! -spoiler içerir-
Kitabı okumadan önce bu kadar beğenilmesine acaba abartılıyor mu tarzında yorumlar yapmıştım ve şimdi şunları söylemem yeterli olacaktır diye tahmin ediyorum. 1000k hesabımı açtığımdan beri ilk defa bir kitaba bu kadar alıntı paylaştım sanırım (genellikle az ama öz dolayısıyla çok az alıntı paylaşırım) ve bu kitaba bir inceleme yapmayı kendime vazife bildim. Okurken özellikle sonlara doğru tüylerim diken diken oldu. Beni en çok etkileyen kitaplardan birisidir mutlaka, hatta bitmesine üzüldüğüm eğer olsa bir bu kadar daha okumaya razı olduğum bir roman veya novella(uzun öykü). Aşağı yukarı 20-25 kere sözlükten kelime aradığımı söylesem mübağala etmiş olmam ama emin olun bundan hiç sıkılmadım. Bu gelişi güzel yazmış olduğum incelemede isterseniz biraz da kitaptan bahsedeyim. Kitabın ilk bölümünde ana karakter Raif efendi ile tanışıyoruz hatta yaklaşık ilk 50 sayfa dışarıdan (gözlemci bakış açısı ile) anlamaya çalışıyoruz bu adamı... Raif kendi halinde sessiz sakin kimseye karışmayan içine kapanık biridir yazar kitabın başında ondan şöyle bahseder; "Şimdiye kadar tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi benim üzerimde belki en büyük tesiri yapmıştır. Aradan aylar geçtiği halde bir türlü bu tesirden kurtulamadım. Ne zaman kendimle başbaşa kalsam, Raif Efendi'nin saf yüzü, biraz dünyadan uzak, buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek isteyen bakışları gözlerimin önünde canlanıyor. Halbuki o hiç de fevkalade bir adam değildi. Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi. hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz taraflarında insana merak verecek bir cihet olmadığı muhakkaktı. Böyle kimseleri gördüğümüz zaman çok yere kendi kendimize sorarız: Acaba bunlar neden yaşıyorlar? Yaşamakta ne buluyorlar? Hangi mantık, hangi Hikmet bunların yeryüzünde dolaşıp nefes almalarını emrediyor?" İkinci bölümde ise Raif aslında neden böyledir onu anlarız. Raif iş öğrenmek için babasının tavsiyesiyle Almanya'ya gider. Burada bir tablodan(portre) etkilenir. Ressam kendi portresini çizmiştir. Maria Puder namı-diğer Kürk Mantolu Madonna... Bu ikili tanışır ve kaynaşırlar. Raif çok mutludur hayatı değişmiş anlam kazanmıştır resmen, fakat Raif in babası vefat eder ve Türkiye'ye zorunlu dönüş yapar, bu olay tırnak içinde 'iki dostun' bana göre aşikar iki aşığın ayrılmasına sebep olur deyip burada keseceğim çünkü hepsini anlatıp tadınızı kaçırmak istemem hem spoilerin kısası makbuldür. :D Mutlaka ama mutlaka okumanızı tavsiye ederim çünkü muhtemelen ben bir daha okuyacağım :) Sabahattin Ali ile bu güzel yapıtı sayesinde tanışmanın verdiği hazzı sizlere tarif edemem, elimde iki kitabı daha var (Kuyucaklı Yusuf ve İçimizdeki Şeytan) okumak için sabırsızlanıyorum. Bu kitabı okumama vesile olan önerilerde bulunan herkese kucak dolusu sevgiler. Son olarak Raif e bir not bırakmak istiyorum; - Vay be Raif Efendi ne büyük adamsın...
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021318,2bin okunma
··
17 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.