Bahsedilen kitapların bir kısmında gözüme çarpan şu; kadın aklının ve duygularının küçümsenip, çocuklara şişirilmiş hayallerle bir erkek ağzınıza da tükürse yutun denmesidir. Kaslı, yakışıklı, zengin ve kaba erkeğimiz belki bazen bir öfkeyle ağzınızın orta yerine bir fiskecik sallayabilir, sonra siz bir an (nasıl da farkına varmadığınız bir an) hamile kalabilir birkaç sene fakir ama gururlu bir de üstüne çocuklu yaşayabilir, yeterince süründükten sonra, sonunda o aşık olduğunuz kaba varlık bir anda değişir (kadının o sevgi dolu ve inatçı kalbinin getirdiği aşkla), sonra kız kraliçe, yakışıklımız kral bir de çocukla (bazen ikizlere de hamile kalan var) hayatınıza mutlu mesut devam edersiniz. Bu mesaj verilmemektedir. Mesaj biraz olsun örtülüdür. Doğrudan anlatılan şey bu. Peki, gerçekler? Buna inanan bu çocukların bir kısmı serserilerin oyuncağı oluyor. İstisnalar kaideyi bozmaz. Bu tür kitaplarla koca peşinde aşk peşinde koşup aklı sulandırılan çocuklar da okumaz. Geçin bu işleri.
Size gelince derdinizin üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu düşünüyorum.