İslam Medeniyetinin kültürel olarak zirvede olduğu dönemde dünyaya gelen İbn Haldun (1332-1406) Endülüs İspanyası ve Kuzey Afrika’daki birçok devlette bürokratlık yapmış önemli bir siyaset adamıydı. Ancak adını günümüze dek taşıyan ve belki de gelecek nesillerin bizden daha sık duyacağı bazı mahir özellikleri mevcuttu. ⠀ ⠀ Umran olarak nitelendirdiği bilimde insanları vahşi, bedevi ve hadari olarak üçe ayıran İbn Haldun; bu şartlarda yaşayan insanların dini, iktisadi, tarihi ve coğrafi olarak nelerden etkilendiğini analitik bir akılla incelemiş ve sosyoloji biliminin kurucularından biri olmuştur. Antik Yunan felsefesi ve İslam fıkıhını bir arada buluşturan İbn Haldun, neredeyse günümüze uzanan tutarlı akıl yürütmeleriyle çağının çok ötesinde bir isim.⠀ ⠀ Ülkemizde hâlâ gerektiği değeri görmese de giderek hak ettiği ilgiyi görmeye başlayan İbn Haldun, İslam medeniyetinin oldukça değerli fakat yalnızca bir simasıdır. Maalesef özellikle bizim toplumumuzdaki Batı-Doğu anlayışının gölgesinde kalan buna benzer birçok filozof ve yazar bulunmaktadır. Antik Yunan felsefesinin Batıya geçmesi ve belki de daha anlamlı hale getirmesini sağlayan İslam düşünürleri batıyı batı yapan metinleri çevirmekle kalmamış kendilerince eksik gördükleri yerlere dokunuşlar yaparak üç medeniyetin kavuşmasında bir köprü olmuştur. ⠀ ⠀ Bu bakımdan batının varoluş sürecini anlamak için Antik Yunan kadar İslam medeniyetini de anlamak zorundayız. Kitap özelinde İbn Haldun’un kısa bir biyografisiyle beraber Mukaddime’deki tarihi ve iktisadi konuları özetleyen sade ve güzel bir “giriş” metni özelliğinde. Yazarının entelektüel girişimlerini de “Kültür Tarih Sohbetleri” adlı YouTube kanalından takip edebilirsiniz. Türkiye’deki nadide sosyal bilimler kanalından biridir.

İbn Haldun'un Mukaddime'sinde Maişet YollarıOzan Sağsöz · Vakıfbank Kültür Yayınları · 201713 okunma

·

42 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Onur Kızıloğlu