Gönderi

128 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 hours
Yıl 1905. Rus halkı sefalet içinde yaşamını sürdürüyor. Ülke çapında köylüler işledikleri toprağa sahip olamamaktan, işçiler ise yaşam ve çalışma koşullarından şikayetçi. 1905 yılında Rusya, Japonya’ya savaş açar. Japonya savaşı önde götürünce tüm büyük fabrikalarda grevler başlar, terör eylemleri yayılır. Çar, halktan koptuğunun farkında değildir. 22 Ocak 1905’te, Saint-Petersburg’da, Papaz Gapone önderliğinde 100.000 işçi, “Tanrı Çar’ı Korusun” marşı eşliğinde, Çar II. Nikolay’a dilekçe sunmak için saraya yürür. Silahsızlardır. Bu dilekçe, makul bir asgari ücret ve makul iş saatleri isteğini kapsar. Çar, vur emri verir. Yaklaşık 1000 ölü, 2000 yaralı... Bu olaya “Kanlı Pazar” adı verilir. Çar’ın amcası Grandük Sergey, Moskova valisi olarak devrimci gruplara karşı bir av başlatır. Kanlı Pazar’dan sonra iyice artan terör hareketleri, Grandük’ün suikastine yol açacaktır. Oyunumuzun ana kahramanı Ivan Kalyayev, Varşova’da doğmuştur. Şairdir. 1897’de girdiği Saint Petersburg Üniversitesi’nden protestolara girdiği için atılmış, Ukrayna’ya sürgüne gönderilmiştir. 24 yaşında Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ne katılıp, çok konuşup hiç eylemde bulunmadıkları için kısa sürede bu partiden ayrılmıştır. Lviv’e gidip Lemberg Üniversitesi’nde öğrenimine devam ettikten sonra, Berlin’de tutuklanıp Rusya’ya sürülmüştür. Varşova’da kısa bir hapislikten sonra Yaroslavl’a sürülüp, orada Boris Savinkov(Oyunda Borya Annenkov) ile tanışmıştır. Çok sevdiği ve tutkunu olduğu hayatın başkaları için daha güzel olması adına, kendi hayatını feda etmeyi göze alacak, Kanlı Pazar’dan bir ay sonra gerçekleşecek suikastın, 1917 devriminin yol göstericisi olacak 1905 devriminin en büyük kahramanlarından biri olacaktır. Grandük Sergey’in Bolshoi Tiyatrosu’na gittiği bir gün, arabaya bomba atılması kararlaştırılır. Bu suikast için Kalyayev görevlendirilir. Oyunun ana çatışması burda başlar: Kalyayev tam bombayı atacakken arabada grandüşes Elizabeth Fyodorovna ve Grandük’ün küçük yeğenlerini görür, bombayı atmaktan vazgeçer. Çocukların hayatını güzelleştirmek için kendi hayatını feda ederken, masum çocukları öldürmeyi göze alamaz. Hücre evine gözyaşları içinde dönüp af diler. Bu kararını kimileri doğru bulurken, kimileri onun karakterinin zayıflığına bağlar. 2 gün sonra suikast başarılı bir şekilde gerçekleşir. Kalyayev, bombayı dört adım mesafeden fırlatır. Hanedan soyundan önemli birinin kanı dökülür. Kalyayev artık bir kahraman olacaktır. Mahkemeye çıktığında da şunları söyleyecektir: “Her şeyden önce, bir şeyi açıklığa kavuşturalım: Burada sanık değilim, sizin mahkumunuzum. Biz savaş halinde iki cepheyiz. Siz, imparatorluk hükümetinin temsilcileri, sermayenin ve zulmün satılmış uşakları. Ben, halkın intikamcılarından biri, bir sosyalist ve bir devrimci. Ceset dağları bizi ayırıyor, yüz binlerce mahvolmuş hayat ve kan ve gözyaşı denizi, korku ve öfke selleri içindeki ülkeyi sarıyor. Siz halka savaş açtınız, biz de kabul ettik.” İdam kararı açıklandıktan sonra da: “Kararınızdan memnunum. Umarım, benim Sosyalist Devrimci Parti için yaptığım gibi, siz de kararınızı şeffaf ve halka açık bir şekilde yerine getirirsiniz. İlerleyen devrime doğrudan bakmayı öğrenin.” Diyecektir. Bir katil olmaktan daha aşağılık bir şey varsa onun, bir başkasının canını dahi yakamayacak birinden katil yaratılması olduğunu düşünen Kalyayev, kısa süre sonra idam edilir. Camus, bu kahramanın öyküsünü, ismini bile değiştirmeden oyunlaştırır. “Adiller(Ferit Edgü çevirisiyle Doğrular) Yoksulluğu, adaletsizliği kökünden silmek, eşitliğin, insanlığın, sevginin güneşli ülkesini kurmak için kendilerini kurban eden, eylem içinde de, mutsuz ve umutsuz, binlerce genç yürekten birkaçının öyküsüdür.” -Albert Camus.
Adiller
AdillerAlbert Camus · Can Yayınları · 2018742 okunma
··
166 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.