Öncelikle bir taşla iki kuş vurmak istiyorum: Hem bu eserin, hem de Descartes'in Felsefenin ilkeleri adlı kitabını burada incelemek istiyorum. İlk başta Felsefenin ilkelerini okumuştum herkesin bildiği gibi "cogito ergo sum" Latincesi " je pense donc je suis" Fransızcası ve "Düşünüyorum öyleyse varım." Türkçesiyle Descartes düşünce hayatına ilk olarak "Varlık Felsefesi" ile başladığını anlıyoruz. "Düşünüyorum öyleyse varım." sözüyle sadece kendi varlığını kabul etmekle kalmıyor aynı zamanda onun var olma sebebi olarak Tanrı'nın varlığını kabul ediyor. Benim şahsi görüşüme göre Descartes bir noktada özgür düşünememiştir: Yetiştiği ortam sebebiyle Tanrı inancını tam manasıyla sorgulayamamış ve olduğu gibi kabul etmiş olması şahsi görüşüme göre fikir hayatında bir duvar oluşturmuştur. Öte yandan Bilime olan merakı, mutlak doğruya erişme isteğinden gelmiş zaten aristotelesçi gelenekte olan Cizvit kolejinde okumuş olması bunu tetiklemiş olduğunu düşünüyorum. "Yöntem Üzerine Konuşma" adlı eserinde bir nokta çok fazla dikkatimi çekti : Descartes, Analitiğin zorluğundan, cebirin kafayı allak bullak etmesinden yakınırken tam olarak ta bilimin esas amaçlarından birisini farkında olarak veya olmayarak uyguluyor: Basitleştirerek açıkla ve Descartes bu karmaşıklığı önlemek adına "Analitik Geometriyi" bulmuştur. Analitik Geometiri'nin Tümevarım metodunun doğru bilgiye ulaşmada ve kanıtlanmasında güzel bir yöntem olduğunu açıklamakla kalmamış aynı zamanda Fizik ve Kimya gibi bilim dallarında anlaşılan şeylerin anlatma aracı olarak matematiğin kullanılmasında farklı bir boyut açmıştır. İyi okumalar...

Yöntem Üzerine KonuşmaRené Descartes · İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,662 okunma

·

14 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Explorateur